AdBioInk firmasının kurucusu ve İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayça Bal Öztürk, tıp alanında önemli bir yenilik olan üç boyutlu (3B) biyobaskı teknolojilerinin, genellikle laboratuvar ortamlarında yüksek maliyetli cihazlarla sınırlı kalması ve doğrudan hasta üzerinde uygulama yapılmasına olanak tanımadığı düşüncesinden hareketle, yerli ve milli bir el tipi biyoyazıcı geliştirmeye karar vermiştir.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için
Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için
AA Canlı
Yaklaşık iki yıl süren çalışmalar sonucunda, TÜBİTAK desteği ile hasarlı dokuların onarımına yönelik yerli ve milli “biyokalem” adı verilen bir cihaz üretilmiştir. CE ve patent sürecinin tamamlanmasıyla birlikte, taşınabilirliği, kullanım kolaylığı ve gelişmiş teknolojik altyapısıyla bu cihaz, rejeneratif tıpta yenilikçi çözümler sunma potansiyeline sahiptir.
Teknolojik donanımları sayesinde hasarlı dokuların üzerinde doğrudan uygulama yapabilme imkanı veren ve 700 gram ağırlığında olan bu cihaz, hem iç piyasada hem de yurt dışında satışa sunulmuştur.
“Acil servislerde etkili şekilde kullanılabileceğini düşünüyoruz”
Doç. Dr. Ayça Bal Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doktora sonrası araştırmaları için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nden döndükten sonra biyomühendislik alanında ürün geliştirmek ve ticarileştirmek amacıyla TÜBİTAK Girişimcilik Destek Programı (BiGG) desteğiyle kendi firmasını kurduğunu belirtti.
Biyomürekkep ve biyopolimerler üzerine yapılan önceki çalışmaların ardından, kolay kullanımlı ve hastaya doğrudan uygulanabilen bir el tipi biyoyazıcı geliştirmeye karar verdiklerini ifade eden Öztürk, bu süreçte TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığına yaptıkları başvurunun kabul edildiğini vurguladı.
Geliştirdikleri cihazın mevcut biyoyazıcılardan en büyük farkının klinik kullanıma uygun olması olduğunu söyleyen Öztürk, “3B biyoyazıcı sistemleri, her ne kadar istenen şekillerde karmaşık geometrileri hassas olarak basıyor olsa da hasta başı uygulamalar için pek uygun değil. Biyokalem sistemi ise, hasarlı bölgedeki (yaralı doku) doku eksikliğini yerinde tamamlamaya yönelik bir yaklaşım sunarak klinikte rahatlıkla kullanılabilecek bir cihazdır.” dedi. Cihazın en önemli avantajlarının ergonomik kullanıma, hafif yapıya ve yerinde biyobaskı yapabilme kabiliyetine sahip olması olduğunu da ekledi.
Öztürk, bu cihazın acil servislerde etkili bir şekilde kullanılabileceğini düşündüklerini ve örnek olarak derin yarası olan bir hastanın acil servise geldiğinde bu yaranın doktorlar tarafından kolaylıkla kapatılabileceğini belirtti