“`html
Geçtiğimiz hafta bayramın 1. Günü Kıbrıs’ta sahnede hayatını kaybeden kuzeyin oğlu Volkan Konağı yazmak istiyorum bu hafta…
Karadeniz müziğini modern dokunuşlarla geniş kitlelere tanıtan ve sevdiren Volkan Konak, son sahne aldığı Kıbrıs’ta çok sevdiği türküleri seslendirirken kalp krizi geçirdi ve hayata veda etti. Bu ölüm, onun yaşındaki bir sanatçı için oldukça erken oldu; sadece 58 yaşındaydı ve hala yapacak çok şeyi vardı. Tüm Türkiye’yi derinden sarsan bu kayıp sonrası, insanların aklındaki en önemli sorulardan biri “Volkan Konak kimdir?” oldu.
1967 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinde dünyaya gelen Volkan Konak, doğduğu coğrafyanın kültürü ve özelliklerini ruhunun derinliklerinde barındırıyordu. Lise eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’a gelen Konak, burada İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın Türk Müziği Bölümünde eğitim aldı ve mezun oldu. Bu eğitimiyle, Karadeniz müziğini modern dokunuşlarla birleştirip daha geniş kitlelere ulaştı. Her zaman ülkesini seven ve toplumsal olaylara duyarsız kalmayan bir sanatçıydı; bu özelliğiyle nadir bulunan bir kişilik örneği sergiliyordu.
Volkan Konak’ın repertuarında herkesin bir şekilde hayatında yer etmiş şarkılar bulunmaktadır. “Mimoza Çiçeğim”, “Cerrah Paşa”, “Göklerde Kartal Gibiydim” gibi unutulmaz eserlerinin yanı sıra, kaybettiği müzisyen arkadaşına duyduğu acıyı anlattığı “Gardaş Acısı” adlı şarkısı, duygusal bir derinlik taşımaktadır. Şair Nazım Hikmet’in eserlerini de sahnelerinde ve dost meclislerinde sıkça okurdu. Bu durum, onun duygusal yapısını ve toplumsal olaylara karşı olan hassasiyetini bir kez daha ortaya koydu.
Doğayı seven ve onunla iç içe olmayı tercih eden Volkan Konak, bir dönem uzun süre karavanda yaşamayı tercih etti. Konser ve turnelerine de karavanıyla gitmeyi seçti. Bu konuda verdiği bir röportajda, “Karavanda yaşayan insan modern derviştir. Karavanı seviyorum çünkü ruhumu terbiye ediyorum, bol bol düşünüyorum. Bazen bir yağmur sesi, bazen rüzgârın sesinde doğayı dinliyorum” demesi oldukça anlamlıydı. Bu ifadeler, onun ruhsal derinliğini ve doğayla olan bağlantısını yansıtıyordu.
Hayatı boyunca, gösterişli bir yaşam tarzını benimsemek yerine, elde ettiği imkânları başkalarına yardım için kullandı. Hatta kalp krizi geçirdiği an, üniversite döneminde yardım ettiği bir doktor sahneye çıkarak ilk müdahaleyi yaptı. Hayatın garip bir döngü olduğunu gösteren bu durum, belki de ona duyulan saygıyı daha da artırdı.
Volkan Konak’ın vefatı beni derinden etkiledi; hem bir müzisyen olarak hem de topluma karşı duyarlı bir insan olarak onun yeri hep kalbimizde özel kalacak. Bugün, ülkenin sanatına ve kültürel değerlerine katkıda bulunmuş birçok kişinin kaybedilmesiyle, bu boşluk hissi daha da derinleşiyor. Değerli sanatçı Edip Akbayram’ın da yakın zamanda hayatını kaybetmesi, bu duygunun güçlenmesine katkıda bulundu. Bu vesileyle, göğe selam olsun, mücadele ederek bu dünyadan geçen tüm iyi insanların anısına…
“`
