Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden biri olan Necip Naşit Özcan, 27 Şubat 2025’te geçirdiği beyin kanaması sonrasında hastaneye kaldırılmıştı. Tedavi süreci boyunca hayat mücadelesi veren Özcan, ne yazık ki 68 yaşında aramızdan ayrıldı. Özcan’ın tiyatro kariyeri ve yaşam öyküsü ile ilgili bilgiler, sahnesinin büyüsünü yansıtan önemli detaylar sunuyor.
“Ben Çalmadım” ile başlayan sahne yolculuğu
Necip Naşit Özcan, 1 Ocak 1957’de İstanbul’da dünyaya gözlerini açtı. Tiyatro tutkusuyla ilk sahne deneyimini 1971 yılında Gönül Ülkü – Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda yaşadı. Akbank Çocuk Tiyatrosu’nda profesyonel olarak tiyatro hayatına adım atan Özcan, burada sahne üzerinde kendini geliştirdi. Eğitiminin büyük bir kısmını Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda alarak kariyerine önemli bir yön verdi. İstanbul Şehir Tiyatroları’na katılmasıyla birlikte birçok unutulmaz yapımda rol aldı ve Türkiye’de tiyatro sanatına katkıda bulundu.
Özcan, tiyatro dünyasında başarısını en çok 1994 yılında sahneye koyduğu “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” adlı oyundaki Vicdani rolüyle pekiştirdi. Ardından, 2000 yılında “Kadın ile Memur” isimli oyundaki performansıyla Afife Jale Ödülleri’nde en iyi erkek oyuncu dalında aday gösterildi. Özcan’ın, sadece tiyatro sahnesinde değil, Türk televizyonunun önemli dizilerinde de rol alarak geniş bir izleyici kitlesiyle tanışması, onun sanat kariyerinin başka bir boyutunu oluşturuyordu.
Beyin kanaması nedeniyle uzun süredir tedavi görüyordu
Necip Naşit Özcan, 27 Şubat 2025’te geçirdiği beyin kanaması sebebiyle hastaneye kaldırıldı. Uzun bir süre yoğun bakımda tedavi gören oyuncu, yaşadığı sağlık sorunlarıyla mücadele etti. Ancak, bu zor süreç sonucunda yaşama tutunamadı ve hayatını kaybetti. Vefatı, sadece ailesini değil, tüm tiyatro dünyasını derin bir üzüntüye boğdu. Hastanedeki tedavi sürecinde, Özcan’ın ailesi ve yakınları büyük bir acı yaşarken, tiyatro camiası onun kaybıyla birlikte önemli bir yeteneği yitirmiş oldu.
Özcan’ın ani vefatı, Türk tiyatrosunun en önemli ve sevilen simalarından birinin kaybedilmesi anlamına geliyordu. Tiyatrodaki başarısı ve izleyicilere sunduğu performansları her zaman hatırlanacak. Onun anısı, yalnızca sahne olarak kalmayacak, aynı zamanda onu tanıyan ve eserlerini izleyen tüm sanatseverlerin gönlünde yaşamaya devam edecektir.
Kaynak: Haber Merkezi