Türkiye’nin orman varlığını sürdürülebilir bir şekilde yönetmek ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla, 7 Kasım 2019 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 11 Kasım tarihi Milli Ağaçlandırma Günü olarak belirlenmiştir. Bu gün, ülkenin orman potansiyelini ve ağaçların sağladığı faydaların teşvik edilmesi açısından önemli bir fırsat sunmaktadır.
Ağaçlar, gezegen ve insan sağlığı açısından büyük faydalar sunmaktadır. Karbon yutağı işlevi gören bu canlılar, insanların küresel ısınma ile mücadeledeki en büyük müttefikleridir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, bu konuda AA muhabirine verdiği demeçte, bir bölgenin iklim ve toprak koşullarına uyum sağlamış en hızlı yetişen ağaç türünün, karbon tutma kapasitesinin de en yüksek olduğunu belirtmiştir.
Prof. Dr. Tolunay, “Bir ağaç beş ile on santim boyundayken yılda sadece birkaç gram karbondioksit tutar. Ancak bu ağaç olgunlaştığında, bu miktar yıllık 40 kilograma kadar çıkabilir. Ortalama ömrü boyunca, yılda 20-25 kilogram karbondioksit tutar,” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca, bölgeye özgü hızlı gelişim gösteren türlerin ilk yaşlarında yarım ton, 30’lu yaşlarına vardıklarında ise yaklaşık 30 ton karbondioksit bağladığını vurgulamıştır.
Türkiye, ortalama 23 milyon hektar ormanlık alana sahiptir. Prof. Dr. Tolunay, kişinin başına düşen sera gazı emisyonunu karşılamak için yaklaşık 130 milyon hektar ormanlık alan gerektiğini ifade etmiştir. Bu durumun gerçekleştirilmesi durumunda her Türkiye vatandaşı, karbon ayak izini dengelemek için 300 milyon hektar ormanlık alana ihtiyaç duyacaktır. Bunun imkansız olduğunu belirten Tolunay, “Orman alanlarımızı 25 milyon hektara çıkarmamız bile son derece zor. Bazı coğrafi bölgeler iklim ve toprak koşulları nedeniyle buna uygun değil,” demiştir. Bu nedenle, mevcut 23 milyon hektar orman alanının korunmasının önemi üzerinde durulmuştur.
İklim değişikliği ile mücadelede karbon yoğun sektörlere yönelik önlemler alınmasının gerekliliğini vurgulayan Tolunay, “Tarım alanlarının iyi yönetilmesi ve organik karbon miktarının arttırılması durumunda tarım da karbon depolayabilir,” şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur. Ayrıca, tahrip olmuş ekosistemlerin onarılmasının ve doğal yaşlı ormanların korunmasının da bu mücadelede önemli olduğunu ifade etmiştir.
“Ölünceye kadar karbon depolamaya devam ederler”
Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Silvikültür Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Güner, insan kaynaklı faaliyetler nedeniyle atmosferdeki karbondioksit miktarının tehlikeli boyutlara ulaştığını belirtmiştir. Güner, orman ekosistemlerinin atmosferdeki gaz halindeki karbonu katı hale dönüştürerek önemli bir karbon yutağı işlevi gördüğünü ifade etmiştir. Ağaçların ve bitkilerin havadan aldıkları karbondioksit ile topraktan aldıkları suyu birleştirerek fotosentez gerçekleştirdiklerini açıklamıştır.
Ayrıca, ağaçların gövde, dal ve yapraklarının %50 ila 75’inin, toprak altında bulunan kök kütlelerinin ise %25 ila 30’unun karbon olduğunu bildirmiştir. Daha geniş boyutlara sahip olan ağaçların, yaşlı olanların genç ağaçlara göre ve sert odunlu türlerin hafif odunlu türlere göre daha fazla karbon dep