Eski Başkan Donald Trump, Truth Social sosyal medya platformunda yaptığı açıklamalarla, Amerika Birleşik Devletleri’nin Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’ndaki rolünü değerlendirerek gündeme geldi. Trump, özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda ABD’nin diğer ülkelere kıyasla “çok daha fazla” katkıda bulunduğunu belirtti ve bu başarıların artık kutlanması gerektiğine dikkat çekti. “Zaferlerimizi yeniden kutlamaya başlayacağız.” ifadesiyle, savaşların anılması konusunda yeni bir döneme işaret etti.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Trump, ayrıca İkinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği 8 Mayıs tarihinin ve Birinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği 11 Kasım tarihinin “Zafer Günü” olarak anılmasına yönelik bir öneri sundu. Bu tarihlerin savaşların anılması açısından önemli olduğuna değinen Trump, “Her iki savaşı da kazandık. Kimse güç ve cesaret açısından bize yakın değildi ama hiçbir şeyi kutlamıyoruz. Çünkü artık bunu nasıl yapacağını bilen liderlerimiz yok.” şeklindeki değerlendirmesiyle mevcut yönetimin zayıflığına vurgu yaptı.
Bu açıklamaların ardından Beyaz Saray tarafından henüz bir resmi açıklama yapılmaması dikkati çekti. Bununla birlikte ABD’de 11 Kasım tarihi, “Gaziler Günü” olarak kutlanmakta olup, bu durum Trump’ın önerisinin ne kadar uygulanabilir olduğu konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. Gaziler Günü, savaşlarda hizmet etmiş askerlerin onurlandırıldığı bir gün olarak geniş bir kabul görmektedir.
Geçmişe dair bir hatırlatmada bulunan Trump, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle ilişkilendirdiği tarihi olayları da gündeme getirdi. 1945 yılı, Sovyetler Birliği ve Batılı güçlerin Almanya’yı istilasıyla sonuçlanan, nazizm ve faşizmin sona erdiği bir dönemdir. Hitler ve eşi Eva Braun’un 30 Nisan 1945’te intihar etmesi, olayların ciddiyetini artırmış ve 8 Mayıs 1945’te Nazilerin koşulsuz teslimiyeti ile Avrupa’da savaşın son bulmasına zemin hazırlamıştır. Bu tarih, Avrupa’nın savaş sonrası yeniden yapılandırılması açısından belirleyici bir dönüm noktası olmuştu.