Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın yürürlüğe koyduğu korumacı ekonomi ve ticaret politikaları çerçevesinde uygulanan tarifelerin, ülkenin ekonomik durumu üzerinde belirsizlik yaratmaya devam ettiği bildirilmektedir. Bu tarifelerin, ülkedeki enflasyonist baskıları artırabileceğine dair endişeler gün geçtikçe daha fazla dile getirilmekle birlikte, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın bu tarifelerin enflasyon ile mücadele etme çabalarını geciktirebileceği yönündeki uyarıları, bu kaygıları daha da derinleştirmiştir.
Trump, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda, tarifelerin ekonomiye olan etkilerinin ortaya çıkmaya başladığına dikkat çekerek, faiz oranlarının düşürülmesini önermiş ve Fed’e “Doğru olanı yapın” şeklinde bir çağrıda bulunmuştur. Analistler ise Trump’ın faiz indirimlerine dair açıklamalarının, Fed yönetimiyle meydana gelecek olası bir uyuşmazlık riskini gündeme getirdiğini, bu nedenle enflasyonla mücadelede sağlanan kazanımların altına imza atıldığına dikkat çekmektedir.
Öte yandan, Trump Beyaz Saray’da önemli birkaç kararnameyi imzaladı. Bu kararnamelerden biri, kritik mineraller ve nadir toprak elementlerinin üretiminin artırılmasını hedefliyordu. Beyaz Saray tarafından yapılan duyuruda, ABD’nin ulusal ve ekonomik güvenliğinin, yabancı güçlerin mineral üretimine olan bağımlılığı nedeniyle ciddi bir tehdit altında olduğu ifade edilerek, mineral üretiminde acil bir artırma yapılmasının gerekliliği vurgulandı.
Trump ayrıca, Eğitim Bakanlığı’nın kapatılmasına yönelik bir kararname daha imzaladı. Bu kararname ile bakanlığın tamamen kaldırılacağı ve eğitimin yönetiminin eyaletlere devredileceği belirtilmiştir. Trump, ABD’nin eğitim alanındaki mevcut durumunun yeterli olmadığını vurgulayarak, eyalet yönetimlerinin eğitim alanında daha etkili bir şekilde rol alması gerektiğini ifade etmiştir.
Makroekonomik veriler ele alındığında, ABD’de ilk kez işsizlik maaşı talebinde bulunanların sayısının 15 Mart ile biten haftada 223 bine yükseldiği, ancak bu sayının piyasa beklentilerinin altında kaldığı bildirilmektedir. Ayrıca, cari işlemler açığının geçen yılın dördüncü çeyreğinde yüzde 2 daralarak 303,9 milyar dolara gerilediği belirtilmiştir.
Philadelphia Fed İmalat Endeksi Mart ayında 12,5 değerine düşmesine rağmen, piyasa beklentilerinin üzerinde bir rakam olarak kaydedilmiştir. ABD’nin on yıllık tahvil faizi yüzde 4,25 seviyesine ulaşırken, dolar endeksi ise yüzde 0,2 artışla 104 seviyesinden işlem görmektedir. Küresel ekonomik belirsizlikler, artan jeopolitik risklerin etkisiyle, altın fiyatı son günlerde 3.057 doları görse de, günü 3.045 dolardan kapatmış ve şu anki fiyatı ise 3.030 dolara kadar düşmüştür. Brent petrolün varil fiyatı da yüzde 0,1 oranında azalarak 71,8 dolardan işlem görmektedir.
New York Borsası’nda S&P 500 endeksi yüzde 0,22, Nasdaq endeksi ise yüzde 0,33 oranında değer kaybetmişken; Dow Jones endeksi ise yatay bir seyir izlemektedir. Aynı zamanda Avrupa borsalarında da negatif bir seyir gözlemlenirken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın açıklamaları yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilmektedir. Lagarde, ABD’nin uyguladığı tarifelerin, Avrupa Birliği’ne (AB) karşı misillemelerin Avro Bölgesi’nin ekonomik büyümesini zayıflatabileceğini ve enflasyonu artırabileceğini ifade etmiştir.
ECB’nin enflasyonu yüzde 2’lik hedefte sürdürülebilir bir şekilde tutma konusundaki kararlılığına dikkat çeken Lagarde, veriye dayalı bir yaklaşım izleneceğini ve belirli bir faiz yoluna önceden taahhütte bulunulmayacağını söylemiştir. Ticari gerilimler konusunda ise bu durumların
