Mark Carney, eski Birleşik Krallık Merkez Bankası Başkanı ve finans uzmanı olarak, Kanada’nın Montreal kentinde düzenlediği basın toplantısında, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesine dair önemli açıklamalarda bulundu. Carney, Trump’ın Kanada’nın egemenliğine saygı gösterdiğini belirtti. Başkana ait hem özel hem de kamuya açık ifadelerin incelenmesi sonucunda, bu konudaki duruşunun net olduğu vurgulandı.
Toplantıda, ABD’nin Kanada kökenli çelik, alüminyum ve otomobil ürünlerine uyguladığı gümrük tarifelerine de değinildi. Carney, Trump’ın gümrük tarifelerini kaldırma konusunda herhangi bir söz vermediğini ifade etti ancak bu sürecin bir başlangıç olarak kabul edilebileceğinin altını çizdi. Carney, iki ülke arasındaki yoğun görüşmelerin önemine dikkat çekerek, tarafların daha yakın temas içinde olmalarının gerekliliğini yineledi.
Carney, iki ülkenin ilişkilerinin köklü bir değişim sürecinden geçtiğine işaret etti. Kanada’nın değişen küresel dinamiklere hızla uyum sağlamasının hayati bir gereklilik olduğunu belirtti. Özellikle, geçmişteki derin ekonomik entegrasyon ve askeri işbirliğine dayalı ilişkilerin sona erdiğine dair tespitlerde bulundu. Bu bağlamda, Kanada ekonomisinin “temelden yeniden tasarlanması” gerektiğini ifade etti ve bu yeniden tasarımı gerçekleştirmek için stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Carney, Trump yönetiminin ABD ekonomisinde köklü değişimler hedeflediğini belirterek, bu süreçte bazı sektörlerin yeniden yapılandırılması gerekliliğine dikkat çekti. Böyle bir dönüşümün ekonomik dalgalanmalara, enflasyon riskine ve muhtemel olarak büyümede yavaşlamaya yol açabileceğini dile getirdi. Bu durum, sadece Kanada için değil, tüm bölge için önemli iktisadi sonuçlar doğurabileceği anlamına geliyor.
Sonuç olarak, Carney’nin açıklamaları, Kanada’nın ABD ile olan ekonomik ve siyasi ilişkilerinin geleceğini şekillendirecek dinamikleri içermektedir. İki ülkenin geçmişteki ilişkilerinin evrimi ve ekonomik yenilikleri, gelecekteki işbirliğinin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Hem Carney’in hem de Trump’ın ifadeleri, tarafların ilişkilerinin ne denli karmaşık bir yapıya dönüştüğünü ortaya koyarken, bu süreçlerin izlenmesi gerektiğini ifade ediyor.