Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu tarafından belirlenen 15 aday arasından Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) seçimleri için süreç başladı. Seçimler gergin bir atmosferde gerçekleştirilirken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) grubu, önemli bir konu üzerinde karşıt görüşlerini dile getirdi.
16 Nisan 2023 tarihinde Anayasa Mahkemesi, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin yok hükmünde olduğuna ilişkin bir karar aldı. Bu karar, TBMM Genel Kurulu’nda CHP’li TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca tarafından okundu. Ancak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, bu süre zarfında Karaca’ya gerekli yetkiyi vermemesi, CHP grubu tarafından sert bir dille eleştirildi.
CHP’liler, Anayasa Mahkemesi’nin kararının önemine dikkat çekerek, demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından bu tür ihlallerin kabul edilemeyeceğini vurguladılar. Görev verilmemesi nedeniyle yaşanan gerginlik, TBMM Genel Kurulu’nda karşıt görüşlerin yaşanmasına neden oldu ve tartışmaların fitilini ateşledi.
TBMM’deki gerginlik, siyasi partiler arasındaki ilişkilerin ne kadar hassas olduğunu gösterirken, HSK seçimleri gibi kritik konuların bile bu tür tartışmalara yol açtığını kamuoyuna bir kez daha hatırlattı. CHP, bu duruma karşı kararlı bir tavır alarak, yasaların ve demokrasinin korunması için mücadele edeceklerini açıkladı.
Seçimlerin yapılacağı gün, TBMM’deki tüm gözler HSK seçimleri ve bu seçimlerin sonuçlarına çevrildi. Siyasi tansiyonun yüksek olduğu bu ortamda, tüm partilerin nasıl bir tutum sergileyeceği merak ediliyordu. HSK’nın yapısı ve işleyişi üzerinde etkili olan bu seçimler, hukukun üstünlüğü açısından kritik bir öneme sahip.
Özellikle CHP, bu süreçte yargının bağımsızlığını korumak adına mücadele etme kararlılığını sürdürüyor. Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi ve bunun Anayasa Mahkemesi tarafından yok hükmünde sayılması, muhalefet partilerinin elini güçlendiren bir durumu ifade ediyor. Bu bağlamda, TBMM Genel Kurulu’ndaki gerginliğin nedenleri arasında sadece aday seçimleri değil, aynı zamanda yargı bağımsızlığının korunması konusunun da yer aldığı görülüyor.
Sonuç olarak, TBMM Genel Kurulu’ndaki gerginlik, sadece HSK seçimleri ile sınırlı kalmayıp, daha geniş bir çerçevede Türkiye’deki siyasi ve hukuki durumu da yansıtan önemli bir gelişme olarak kaydedildi. Bu tür tartışmalar, Türkiye’nin demokratik sürecinde önemli bir yer tutarken, siyasi partilerin bu konulardaki tavırları gelecek süreçte belirleyici olacağa benziyor.