1. Haberler
  2. SİYASET
  3. Sırrı Abi: Kalbimizdeki Derin İz

Sırrı Abi: Kalbimizdeki Derin İz

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ne yerde taş kaldı ne bağrımızda yer…

Birçoğumuzun içtenlikle “Sırrı Abi” diyerek andığı bir ismin kaybıyla başlayalım. Yeniden TV’nin bir röportajında dile getirdiği, “Ne yerde taş kaldı ne bağrımızda yer” sözü, Sırrı Abi’nin unutulmaz bir hatırası olarak zihinlerde yer edindi. Kimimiz onu aileden biri olarak gördü, kimimizse tanıdığı kadar bile içindeki kötülükleri kusmaya çalışan bir yabancı olarak belleklerimizde tutmayı tercih etti. Ancak Sırrı Abi, yalnızca bir isim değil, asıl yüreğimizde bir yerleşimdi.

Bu satırları yazarken, tanımadığımız kişi hissiyle kalbimin titrediğini duyumsuyorum. Zaman ilerledikçe, hayat tecrübeleriyle öğreniyoruz ki, bizleri tanıdıklarına inandığımız insanlar bile, içlerinde açığa çıkmamış bencil kalpte hapsolmuş duygular taşıyabiliyorlar. Geçen kış mevsiminde, doğanın tüm güzellikleriyle yine canlanmaya hazırlanırken, Sırrı Abi’yi kaybetmiş olmanın hüznünü yaşıyorum. Bahar aylarının şenliği, kışın acısını kaplayan bir örtü gibi görünüyor; ama içimde, bir boşluk ve burukluk var.

Sırrı Abi, 15 Nisan’da geçirdiği kalp krizi sonrası hastaneye kaldırıldı. On sekiz gün boyunca yoğun bakımda sürdürülen mücadelesi, ne yazık ki sonlandığında ruhunu bizlerle birlikte bırakmış oldu. Ardında, gazete köşeleri dolusu anılarla dolu bir yaşam ve hatıralar bıraktı. Onu uğurlarken, birlikte kaybettiğimden duyduğum acıyı tarif etmek oldukça zor. Ne çok ağladım, kelimelerle ifade edemeyeceğim bir duyguyla sarmalandım.

Birçok insana acı ve sevgi karışımı bir duyguyla kabullenmek zor gelir; ben de yıllar geçse bile, o günü asla unutamayacak biri olacağım. Kaybettiğim her seferde, kalp acısı, ruh acısı ve dost kaybı, hepsi benim içimdeki derin yaralar olarak kalacak. Kaybın bir yas nakli gibi hissedilmesinin yanında, Sırrı Abi de bu kayıplara eklenmiş durumda.

Hayat bir türküye sığacak kadar kısa

Hayatın kısalığı her defasında dile getirilmektedir; ancak buna rağmen, çoğu zaman sevdiklerimizin kaybını kabullenmekte zorluk çekiyoruz. Sırrı Abi’nin vasiyeti gibi olan yazılar, sevdiklerimize zarif bir şekilde ulaşırken, sosyal medyada dolaşan duygusal garabetlere temas ettikçe, birçok kişiye yapılan saldırılar, kalplerin kararmasına vesile oluyor. Sırrı Abi’nin adıyla anılan bireylerin şahit olduğu ayrımcılara karşı, adalet talep edilirken, aslında herkesin eşit yurttaş olması gerektiği vurgusu yine gündeme geliyor.

Sırrı Abi’nin kaybı ile ilgili yazılan köşe yazılarında, onun kızı Ceren ile beraber, diğer bir acı kaybımızı yaşayan Alya’nın yaşadığı duygusal gerilim yansıtılmakta. Ceren’in babası Sırrı Abi ile özdeşleşen güçlü bir dille, toplumdaki adaletsizlikleri masaya yatırması, aynı zamanda acının da paylaşıldığı bir ortam oluşturuyor. Diğer yandan, toplumun gözünde berbat yapılan hareketler, sevilmeyen insanları hedef alarak, medyanın karalama kampanyalarını oluşturmakta.

Alya’nın, babası için duyduğu özlem ve Ceren’in sakin ama sarsıcı sözleri, bir hayatın ne denli kıymetli olduğunu bizlere hatırlatıyor. Herkesin özel bir ebeveynlik deneyimi vardır; ancak dostluk ve eşitliğe dair düzgün bir bağı hiç bir zaman kuramayız. Bu hepimizin bilmeleri gereken acı bir gerçek. Son olarak, köşe

Sırrı Abi: Kalbimizdeki Derin İz
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!