Kıymetli bir bilinç kazandırma amacıyla, Fahrettin Altun, sosyal medya aracılığıyla 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü münasebetiyle önemli bir mesaj paylaştı. Altun, bu özel günün anlam ve önemine değinerek, insanlığın, globalleşme, artan üretim araçları ve yaygın sanayi ile birlikte doğayla kurduğu kadim dengeyi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu hususuna dikkat çekti.
Altun, Sıfır Atık kavramının sadece bir geri dönüşüm hareketi olmanın ötesinde, insanın doğayla olan ilişkisini yeniden değerlendirmesi gerekliliğine işaret eden güçlü bir çağrı olduğunun altını çizdi. “Bu süreçte,” dedi Altun, “bireylerden kurumlara, devletlerden uluslararası kuruluşlara kadar herkesin daha temiz ve yaşanabilir bir dünya idealine katkıda bulunma sorumluluğu bulunmaktadır.” dedi. Bu bağlamda, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde hayata geçirilen Sıfır Atık Hareketi’nin, Türkiye’nin bu alandaki liderliğini pekiştirdiğini ve global farkındalığın oluşumuna da katkıda bulunduğunu dile getirdi.
Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı olarak bu büyük dönüşüm hareketini desteklemenin yanı sıra sıfır atık bilincini topluma yayma ve çevre hassasiyetini artırma noktasında üzerlerine düşen sorumluluğu sürdürmekte olduklarını vurguladı. “30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü” dolayısıyla bu konunun tekrar altını çizerek, “Gelecek nesiller için daha temiz, daha yaşanabilir ve ihya edilmiş bir dünya bırakmak, ortak sorumluluğumuzdur,” ifadelerini kullandı.
Son olarak, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, bu kıymetli emaneti korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak adına kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini belirterek, çevre konusunda atılacak adımların ne denli önemli olduğunu vurguladı. Sıfır Atık Hareketi, dünyada birçok ülkeye örnek olmuş olup, sürdürülebilirlik adına atılmış somut bir adım olarak da dikkat çekmektedir. Ayrıca bu tür etkinliklerin, toplumsal bilinç oluşturma ve çevre bilincini artırmada katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Sıfır atık bilincinin yayılması, sadece bireylerin değil, aynı zamanda devletlerin ve uluslararası kuruluşların da desteğiyle mümkün olabilecek bir süreçtir. Bu noktada, her bir bireyin günlük yaşamında atık üretimini minimize etmeye yönelik alacağı basit önlemler, toplumsal olarak büyük farklar yaratabilir. Eğitime dayalı projelerin ve yerel etkinliklerin desteklenmesi, bu bilincin güçlenmesine katkıda bulunmakta ve gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir çevre oluşturmanın temellerini atmaktadır.
