Ser Araştırma tarafından 24-27 Mart 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilen bir anket, Türkiye’deki seçmenlerin erken seçim konusundaki görüşlerini ortaya koydu. Anket, 26 şehirde toplam 2 bin seçmenle yapılmıştır. Katılımcılara “2025 yılında erken seçim olmalı mı?” sorusu yöneltildi. Ankete katılanların %63.5’i, “Evet, erken seçim olmalı” şeklinde yanıt verdi. Bu sonuç, erken seçim taleplerinin toplumsal boyutunun ciddi bir şekilde büyüdüğünü ve geniş bir destek bulduğunu gösteriyor.
Erken seçim karşıtı görüşler %33.2’de
Ankette, erken seçim yapılmasını istemeyenlerin oranı ise %33.2 olarak saptandı. Ek olarak, katılımcıların %3.3’ü ise konuya dair bir görüş bildirmeyerek “Fikrim Yok” cevabını verdi. Bu durum, seçmenlerin büyük bir çoğunluğunun erken seçim isteğini ortaya koyarken, belirli bir kesimin de mevcut siyasi duruma dair tereddüt yaşadığını gösteriyor.
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından, Türkiye genelinde hükümet karşıtı protestoların hız kazanması ve muhalefet partilerinin erken seçim çağrılarına yönelmesi, bu tartışmayı daha da öne çıkarmıştır. Anket sonuçları, halkın büyük bir kesiminin erken seçim isteğini, mevcut siyasi atmosferin bir yansıması olarak değerlendirilmesine yol açmıştır. Bu durum, toplumsal dinamiklerin yanı sıra, siyasi partilerin stratejilerini de etkileyecek önemli bir gelişme olarak ön plana çıkmaktadır.
Erken seçim talebinin yüksekliği, muhalefet partileri için stratejik bir avantaj oluşturabilirken, iktidar tarafı için ise zorlu bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Özellikle, bu tür bir talebin arkasında yatan nedenler incelendiğinde, ekonomik zorluklar, sosyal gerilimler ve siyasi belirsizliklerin etkisi açıkça görülmektedir. Ayrıca, iktidar partisinin seçim sonuçları üzerindeki güvenilirliği ve yönetim becerileri de bu talebin artmasında önemli rol oynamaktadır.
Sonuç olarak, yaptırılan bu anket, Türkiye’nin geleceği açısından kritik bir dönemeçte olunduğunu ortaya koymaktadır. Toplumun büyük bir kesimi erken seçim talep ederken, iktidarın bu durumu nasıl yöneteceği ve muhalefetin bu talebin arkasında nasıl bir strateji geliştireceği merakla beklenmektedir. Genel olarak, 2025’e gidilirken, siyasi ortamın nasıl şekilleneceği ve toplumsal dinamiklerin nasıl evrileceği, Türkiye’nin siyasi geleceği üzerinde belirleyici bir faktör olacaktır.