1. Haberler
  2. TEKNOLOJİ
  3. Nükleer Silahların Tarihi ve Günümüzdeki Durumu

Nükleer Silahların Tarihi ve Günümüzdeki Durumu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Atom Bombasının Tarihçesi ve Temelleri

Atom bombasının temelleri, 19. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleştirilen radyoaktivite araştırmalarıyla belirlenmiştir. Alman kimyager Martin Klaproth, 1789 yılında uranyumu keşfetmiş, ardından 1896 yılında Henri Becquerel, bu maddenin radyoaktif özelliklerini ortaya koymuştur. Daha sonra, Marie ve Pierre Curie, radyum ve polonyum elementlerini izole ederek “radyoaktivite” terimini tanımlamışlardır.

1938 yılında, Alman bilim insanları Otto Hahn ve Fritz Strassmann, uranyum atomunun nötronlarla parçalanabileceğini ve bu süreçte büyük miktarda enerji açığa çıktığını keşfetmiştir. Bu nükleer fisyon adı verilen olgu, nükleer enerji ve silahlanma yolculuğunun başlangıcını simgeler.

Manhattan Projesi ile nükleer silahlar için zenginleştirmeye ihtiyaç duyulmuş, bu süreçte uranyum-235 ile yapay olarak üretilen plütonyum-239 kullanılarak ABD’nin Japonya’ya attığı “Little Boy” ve “Fat Man” isimli iki ayrı bomba geliştirilmiştir.

Bombanın Çalışma Mantığı

Atom bombasının temel çalışma prensibi, atom çekirdeklerinde barındırılan büyük miktarda enerjinin kısa bir sürede serbest bırakılmasıdır. Bu enerji, izotopların fisyonu yoluyla ortaya çıkar. Fisyon, bir nötronun ağır bir atom çekirdeğine çarpması sonucu başlar ve açığa çıkan nötronlar diğer çekirdekleri etkileyerek zincirleme bir reaksiyona yol açar. Bu süreç çok kısa bir zamanda devasa miktarda enerji yayar.

Burada kritik olan, doğada bulunan uranyum izotoplarının yapısı ve özellikleridir. Doğadaki uranyumun büyük kısmı uranyum-238 (U-238) şeklindeyken, fisyon için gerekli olan uranyum-235 (U-235) izotopu çok düşük oranlarda bulunmaktadır. Atom bombası yapmak için U-235 izotopunun zenginleştirilmesi gerekmektedir.

İzotopların Rolü

Doğada yer alan uranyum, U-235 ve U-238 izotoplarından oluşmaktadır. U-235, fisyon tepkimesine katılabilme özelliği taşıyan bölünebilir bir izotop olarak bilinmektedir. Buna karşın, U-238 daha yaygın bulunur ve nötronları geri püskürtme yeteneğine sahiptir. Atom bombası üretiminde öncelikli olarak U-235 izotopu kullanılmaktadır; ancak doğadaki U-235 oranı sadece yüzde 1 civarında olduğu için zenginleştirme işlemi gereklidir.

Fisyon Nedir?

Fisyon, “kırılma ve bölünme” anlamında kullanılan bir terimdir ve nükleer enerjinin yaratılmasında önemli bir bilimsel reaksiyondur. Bu reaksiyon, nötronların atom çekirdeklerine çarpması ile başlar ve her fisyon yeni nötronlar açığa çıkararak zincirleme bir reaksiyon oluşturur. Bu zincirleme reaksiyon, atom bombalarının temel işleyiş prensibini teşkil eder.

Zenginleştirme Süreci ve Gaz Santrifüjleri

Zenginleştirme süreci, genellikle gaz santrifüjleri kullanılarak yapılmaktadır. Bu santrifüjler, uranyum madenini daha yüksek saflık seviyelerine çıkarmak için kullanılır. İlk etapta, uranyum gaz haline dönüştürülür ve U-235 ile U-238 izotopları fiziksel olarak ayrıştırılır. Bu işlemler sonucunda, yoğun U-235 konsantrasyonları elde edilir ki bu da nükleer enerji ya da silah üretiminde kritik bir aşamayı temsil eder.

Uranyumun İşlenmesi: Zenginleştirmenin Seviyeleri

Zenginleştirme süreci sonunda elde edilen uranyum

Nükleer Silahların Tarihi ve Günümüzdeki Durumu
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!