Davacılardan Amerikan Halk Sağlığı Derneği (APHA) tarafından yapılan açıklamada, Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin (NIH) Şubat 2023’te araştırmalara yapılan federal hibelerde kesinti yapmaya başladığı ve bu kapsamda yüzlerce projenin herhangi bir geçerli bilimsel sebep gösterilmeden durdurulduğu iddia edilmiştir. APHA, bu durumun bilimsel araştırmalara büyük zarar verdiğini ve toplum sağlığını olumsuz etkilediğini vurgulamaktadır.
Açıklamanın devamında, Trump yönetiminin araştırma kurumlarına yönelik yaptığı harcama kesintileri, “siyasi güdümlü” olarak nitelendirilmiştir. Bu kesintilerin, bilimsel çalışmalara olan güveni zedelediği ve toplum sağlığına katkı sağlayan projeleri tehdit ettiği ifade edilerek, bu nedenle NIH’ye dava açıldığı belirtilmiştir. Davanın amacı, kesintilerin durdurulması ve hibelerin yeniden dağıtılmasıdır.
Hibelerde yapılan kesintilerin, NIH’in bilime dayalı inceleme sürecini ve ABD Kongresi’nin sağlık alanında eşitsizlikle mücadele yönündeki talimatlarını ihlal ettiği ileri sürülmüştür. Bu bağlamda, hibe kalemlerinin yeniden sağlanması gerektiği vurgulanmış ve kesintilerin birçok bilimsel projeyi yarıda bıraktığı, bu durumun ise vergilerin “boşa harcanması” anlamına geldiği aktarılmıştır. Bu tür kesintilerin, özellikle sağlık alanındaki araştırmalar için yıkıcı sonuçlar doğurabileceği öne sürülmektedir.
NIH tarafından 9 Şubat 2023 tarihinde yapılan bir açıklamada, kurumun araştırma amaçlı üniversite ve tıp merkezlerine önemli fon sağlayan birçok federal hibe verdiğine dikkat çekilmiştir. Ancak, açıklamada “tesisler” ve “yönetim” olarak adlandırılan “dolaylı maliyetler” için kesintiye gidileceği duyurulmuştur. Bu durum, özellikle araştırma projelerinin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır.
New York Times’ın 18 Şubat 2023 tarihli haberine göre, yaklaşık 1200 NIH çalışanının işine son verildiği bildirilmiştir. Bu da, kesintilerin yalnızca araştırma projelerini değil, aynı zamanda çalışanların istihdamını da doğrudan etkilediğini göstermektedir. Çalışan sayısındaki bu azalma, araştırma kapasitesinin düşmesine ve dolayısıyla bilimsel üretkenliğin azalmasına yol açabileceği düşünülmektedir.
Tüm bu gelişmeler, NIH ve araştırma kurumları arasındaki ilişkiyi sorgulatmakta ve araştırmalara ayrılan fonların yönetimi konusunda ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Amerikan Halk Sağlığı Derneği’nin açtığı dava, bu tür kesintilerin durdurulması için atılan önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir ve benzer durumların gelecekte yaşanmaması için gereken önlemlerin alınmasına dair kamuoyunda farkındalık yaratma amacı taşımaktadır.
