Focus dergisinin haberine göre, “Bolca kahkaha, çözüm yok, biraz Hitler” başlıklı bir makalede, Elon Musk ile Alice Weidel arasındaki canlı sohbetin geleneksel bir röportaj olmaktan çok daha farklı olduğu belirtilmektedir. Bu konuşma, gazeteci ile politikacı arasında geçen klasik bir diyalogdan ziyade, iki kişinin ortak hedefler etrafında şekillenen bir görüşme olarak tanımlanmaktadır. Haberde, bu sohbetin amacının Almanya’nın aşırı sağcı partisi Alternatif için Almanya (AfD) yi desteklemek olduğu özellikle vurgulanmıştır.
- Alman aşırı sağcı lider Alice Weidel, Musk ile X platformu üzerinden gerçekleştirdiği canlı yayın sırasında İslam karşıtı söylemlerde bulundu.
Stern dergisi ise bu sohbette yer alan bazı ifadeleri eleştiren bir makale yayımlamıştır. “Elon Musk’ın Alice Weidel ile sohbetindeki en büyük 5 yalan” başlıklı haberde, aktarılan bilgilerin çoğunun yanlış olduğuna dikkat çekilmiştir. Sohbet sırasında Weidel’in “Almanya nükleer enerjiden aşamalı olarak vazgeçen tek ülke.”, “Almanya tüm OECD ülkeleri arasında en yüksek vergilere sahip ülke.”, “Gençler daha iyi bir eğitim sistemi için AfD’ye oy veriyor.” gibi ifadeleri, “Hitler bir komünistti.” ve “Bill Gates koronavirüs pandemisi sırasında kendi mRNA aşısını satmaya çalıştı.” şeklinde söylediği cümleler tümü bu bağlamda yalan olarak nitelendirilmiştir.
Berliner Morgenpost gazetesi, “X’te Musk ve Weidel: Hitler karşılaştırması itirazsız kalıyor” başlıklı bir yazıda ise, ikili arasındaki sohbetin karşılıklı bir hayranlık üzerine kurulu olduğunu dile getirmiştir. Burada, Musk’a olan hayranlığın, Weidel’in söylemlerini sorgulamadan kabullenmesine yol açtığı ve bu durumun toplum üzerindeki etkileri hakkında endişeler bulunduğu vurgulanmaktadır.
Ayrıca, Welt gazetesi de Weidel’in Adolf Hitler hakkında söylediği, “O komünist, sosyalist bir tipti.” ifadesini manşet yaparak eleştirmiş, bu tür söylemlerin tehlikelerine dikkat çekmiştir. Böylece, Weidel’in Hitler’e dair yaptığı bu tanımlamanın, tarihsel gerçeklerle örtüşmediği ve aslında toplumun yanlış bilgilendirilmesine neden olabileceği ifade edilmiştir.
Bu tartışmalar, Almanya’nın siyasi ortamındaki aşırı sağ görüşlerin artışı ve bu görüşlerin önde gelen figürler tarafından nasıl meşrulaştırıldığını sorgulama ihtiyacını ön plana çıkarmaktadır. Elon Musk’ın sosyal medya platformu üzerinden gerçekleştirdiği bu tür etkileşimler, kamuoyunun düşünce yapısını etkileme potansiyelini taşımakta ve bu durum, gazetecilerin ve toplumun farklı kesimlerinin tepkisini çekmektedir.