Kara para aklama iddialarıyla gündeme gelen Dilan ve Engin Polat çiftinin lüks araçlarının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından satışa çıkarılacağı daha önce duyurulmuştu. Araçların açık artırma tarihi yaklaşırken, mahkeme tarafından beklenmedik bir karar alındı. Bu olay, Polat ailesinin hukuki mücadelesinin yeni bir aşamasını işaret ediyor.
Mahkeme Satışa Freni Bastı
Polat ailesinin avukatı Sevinç Horoz tarafından yapılan başvuru sonucunda, mahkeme satış işlemlerine ilişkin bir yürütmeyi durdurma kararı verildi. Mahkemenin bu kararı, TMSF tarafından hazırlanan ihale listesinin güncellenmesine neden oldu ve aracın satış süreci durduruldu. Bu durum, söz konusu araçların mülk durumunu belirsiz hale getirdi.
Satıştan kaldırılan lüks araçların toplam piyasa değerinin yaklaşık 77 milyon TL olduğu ifade ediliyor. TMSF’nin bu satıştan önemli bir gelir elde etmesi beklenirken, yürütmeyi durdurma kararı fon ve ilgili diğer taraflar açısından hayal kırıklığı yarattı. Araçların satışının durdurulması, bu süreçte TMSF’nin gözde planlarının boşa gitmesine sebep oldu.
İhale Listesi Değişti, Gözler Yeni Kararda
Satışın durdurulmasının ardından tüm dikkatlerin TMSF’nin alacağı yeni kararlar üzerinde toplanmasına neden oldu. Araçların yeniden satışa sunulup sunulmayacağı ve bu süreçte ne gibi adımlar atılacağı merakla bekleniyor. Ayrıca, Polat çiftine ait diğer mal varlıklarıyla ilgili süreçlerin de aynı şekilde mahkemeye taşınabileceği ve bu durumun daha fazla tartışma yaratabileceği konuşulmaya başladı.
Daha önce kara para aklama suçlamasıyla tutuklanan ve sonrasında tahliye edilen Dilan ve Engin Polat çifti, Türk kamuoyunun gündeminden uzun süredir düşmedi. Satışa çıkarılan lüks araçların durumu, çiftin adının karıştığı hukuki mücadelenin en dikkat çekici detaylarından biri olarak öne çıkıyor. Bu olay, halk arasında büyük ilgi uyandırdığı gibi, aynı zamanda yasal sistemin işleyişini de sorgulatıyor.
Dilan ve Engin Polat çiftinin yaşadığı bu süreç, lüks yaşamın ardındaki karanlık emelleri gözler önüne sererken, herkes bu durumu yakından takip etmeye devam ediyor. Hukuki sürecin ilerleyişine bağlı olarak gelişmelerin nasıl şekilleneceği ise belirsizliğini koruyor.
Kaynak: Haber Merkezi