Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29), Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) raportörü La Camera, AA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu. La Camera, 2025 yılından itibaren fosil yakıtlardan uzaklaşarak, küresel ısınmayı 1.5 dereceyle sınırlayabilmenin mümkün olduğunu vurguladı.
La Camera, fosil yakıtların sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağı olduğunu belirterek, fosil yakıtları tamamen terk etmenin doğal olarak mümkün olduğunu ifade etti. Ancak, mevcut senaryolara dayanarak, Paris Anlaşması’yla uyumlu bir yaşamsal geçişin 2050 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına tamamen yönelme açısından gerçekleşmeyeceğini öngördüklerini söyledi.
La Camera, dünya genelinde benzer hedeflere ulaşmak için önemli adımlar atıldığını belirtti. Geçtiğimiz yıl, yenilenebilir enerji kurulum kapasitesinde 473 gigavatla bir rekor kaydedildiğini, bu durumun bir önceki yıla göre yüzde 30 oranında bir artış anlamına geldiğini bildirdi. Bu veriler, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların hız kazanmakta olduğunu ortaya koymaktadır.
La Camera, önümüzdeki yıllarda daha olumlu gelişmelerin gerçekleşeceğinden umutlu olduğunu belirterek, “Yenilenebilir enerjideki artış, iklim değişikliğine karşı direnç oluşturmada bir çözüm olabilir. Bu sayede atmosferdeki karbon azaltılacak ve iklim aşırılıklarına karşı daha etkili bir direnç geliştirilmiş olacaktır.” şeklinde konuştu.
Ayrıca, acil aksiyon alınmasının gerekliliği üzerinde durdu. “Karbon bütçesi” olarak adlandırılan, atmosferin belli bir karbon tutma kapasitesinin bulunduğunu söyleyen La Camera, bu bütçenin aşılması durumunda yerine geri dönüşün yıllar alacağını ifade etti. Bu durum, insanların gelecekte iklim sisteminin dengesini sağlamak adına daha büyük zorluklarla karşılaşabileceği anlamına geliyor.
“En iyi organize edilmiş COP zirvesini yaşıyoruz”
La Camera, COP zirvelerinin genelde fosil yakıtlara daha bağımlı olan ülkelerde yapılmasıyla ilgili eleştirilere de değindi. Bu konuyla ilgili olarak, “Geçen yıl Dubai’de elde ettiğimiz sonuçları dünyanın başka bir yerinde elde etmek kolay olmazdı. COP zirvesinin organizasyonunun sonuçlar üzerindeki etkisini düşünmüyorum; zira bu sonuçlar, ülkenin siyasi kararlılığına bağlıdır.” dedi. La Camera, COP’un yapılacağı yerin UNFCCC üyeleri tarafından belirlendiğini, bu karar alınırken farklı bölgeler arasında bir rotasyonun söz konusu olduğunu da ekledi. Özellikle Bakü’de yapılan zirvenin en iyi organize edilen COP zirvesi olduğunu ifade etti.
Son yaklaşık 10 gündür devam eden toplantılar, iklim finansmanı konularına odaklanmış durumda. La Camera, bu süreçte yalnızca taahhüt edilen para miktarlarının değerlendirilmemesi gerektiğini; gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi noktasındaki kararlılığın da önem taşıdığını vurguladı. Sonuç olarak, iklim kriziyle mücadelede acil eylemlerin önemini vurgulayan La Camera, “Bu mücadelenin en önemli unsuru zaman.” ifadesiyle sözlerini tamamladı.