Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Yeni Plaj Projeleri
Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilgili bir açıklama yaparak 2025 yılı itibarıyla Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yeni halk plajları açılacağını duyurdu. Bu projeler çerçevesinde, Manavgat-Ilıca, Kemer-Tekirova, Bodrum-Yalıkavak, Çeşme-Ovacık, Adana-Karataş ve Giresun-Merkez gibi önemli lokasyonlarda toplamda 35 halk plajı kurulacak. Bu, yerli halk ve turistler için cesaret verici bir gelişme olarak yorumlandı.
Türkiye’nin muhteşem kıyılarının, mavi ile yeşilin buluştuğu eşsiz bir cennet olduğunu belirten yazar, bu yerlerin halkın malı olduğunu ve herkesin özgürce bu alanları kullanabilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ancak, özellikle özel plajların ve beach club’ların varlığı nedeniyle bu özgürlüğün sınırlı kaldığını ifade ediyor.
Kıyı Kanunu ve Halkın Hakları
Kıyı Kanunu’na göre kıyıların halkın kullanımına açık olduğunu hatırlatan yazar, buna rağmen birçok işletmenin “Buraya giremezsiniz, burası bizim!” yaklaşımını benimsemesinin yanı sıra, sahillerin sahiplerinin bu duruma kayıtsız kaldığını belirtmektedir. Çeşme ve Bodrum örneklerinde olduğu gibi, bu plajlara giriş ücretlerinin fahiş seviyelere ulaşmasının ardında, dışarıdan gelen zenginlerin bu işletmelere yönelmesi yatmaktadır.
”Siz masum bir vatandaş olarak elinizi havlunuza alıp kumsala doğru yürüdüğünüzde, aniden karşınıza çıkan bir görevli, “Giriş 2500 lira, içeride harcama limiti 3000 lira!” diyorsa, işte o zaman gerçek bir engelleme ile karşılaşmışsınız demektir” diyen yazar, bu durumun halkın yasal hakkı olduğunu hatırlatıyor. Ne yazık ki pratikte, “VIP misafir değil” durumuna düşenler genellikle bu haklarını aramakta zorluk çekiyorlar.
Halkın Sahillerdeki Varoluşu ve Bilinçlenme
Yazar, kumsallarda ”Ben para vermeden burada güneşlenebilirim” deme hakkının pek bilinmediğini, bu bilinçsizlik nedeniyle birçok kişinin sahilleri kullanmaktan çekindiğini vurgulamaktadır. Eğlenceli bir dille, plajlarda “ben burada yasal hakkımı kullanıyorum” diyen birini görürseniz, o kişinin gerçek bir “hukuk devrimcisi” olduğunu ifade ediyor.
İronik bir şekilde, kıyıların halka ait olduğu gerçeği çoğu insan için belirsiz kalmaktadır. Medyanın genellikle lüks plajlara odaklanması, yerel halkın bu konuda farkındalığını azaltacak bir etki yaratmaktadır. Oysa kanunlar açık bir şekilde kıyıların devletin malı olduğunu ve özel işletmelere kapalı olduğunu belirtmektedir.
Çözüm Önerileri ve Harekete Geçme
Bir plaja giriş yapmak istediğinizde ve “ücretli giriş” tabelasıyla karşılaştığınızda, Kıyı Kanunu’na atıfta bulunarak “Bu plaj halka açık, giriş serbesttir” diyerek hakkınızı aramalısınız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ALO 181 hattına şikayet yapmayı ve sosyal medyada bu konuda bilinçlendirmeler yapmayı öneriyor.
Sonuç olarak, genç neslin haklarını savunmak üzere harekete geçme zamanı geldi. Yazar, “Deniz bedava, kum bedava, güneş bedava, sadece cesaret eksik” diyerek, halkı kendi haklarını aramaları konusunda cesaretlendiriyor. Havlularınızı alarak istediğiniz sahil kenarına yürüyün; kimse sizi durduramaz!
