Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karşıyaka Belediye Meclis Üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Candaş Yeter, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Grubu’ndan gelen İZSU’nın Faaliyet Raporu ve 2024 Yılı Mali Kesin Hesabı ile ilgili eleştirilere yanıt verdi. Yeter, su fiyatlarının artışının sebebinin elektrik maliyetlerindeki yükseliş olduğunu açıklayarak, İzmir’e devlet tarafından herhangi bir su yatırımı yapılmadığını ifade etti. Eleştirilere yönelik Yeter, “Yatırım yapmayan veya yatırımları yetersiz bir İZSU’dan bahsedildi. Ancak birçok ilin arıtma tesisine bile sahip olmadığını unutmamak gerekir. TÜİK’in her yıl yayınladığı su ve atık su istatistiklerine göre, Avrupa Birliği standartlarında en çok ileri biyolojik arıtma tesisine sahip olan il İzmir’dir. Bu tesislerin arıtma suyunun yüzde 97,2’si AB standartlarına uygun olup, bu alanda Türkiye’de lideriz. Bu durum bizi gururlandırmakta, ama aynı zamanda rehavete kapılmamamız gerektiğini de hatırlatıyor” ifadelerine yer verdi.
BUSKİ ve KOSKİ’ye Yatırım Var, İzmir’e Yok!
Candaş Yeter, BUSKİ ve KOSKİ gibi diğer su idarelerine merkezi hükümetten yatırım yapıldığını, ancak İZSU’ya aynı desteğin verilmediğini belirtti. Yeter, “2560 sayılı İSKİ Kanunun 13. Maddesi’nde, İSKİ’nin gelir kaynakları belirtildiği gibi, buradaki D bendi büyük ve temel yatırım programları karşılığında devletçe su ve kanalizasyon idarelerine yapılacak yardımları kapsamaktadır. 2024 mali yılı bütçe tasarısında, bu yasal dayanağa göre devlet tarafından İZSU’ya büyük yatırımlar yönünde hiçbir yardım yapılmamıştır. Diğer illerdeki BUSKİ ve KOSKİ’ye bakıldığında, bu tür yardımların var olduğu görülüyor. Ancak İzmir’de olan bir durum değildir. Bu yüzden Çiğli atık su 4. Faz imalatında beklediğimiz yardımı, Dikili atık su arıtma tesisi imalatında da beklediğimizi ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
Mali Yük Her Geçen Gün Artıyor
Yeter, yüksek elektrik maliyetlerinin yanı sıra diğer maliyetlerin de her geçen gün artış gösterdiğine dikkat çekerek, “Baktığımızda, maliyetler 2,5 milyar TL seviyelerine ulaşmıştır. Bu durum sadece İZSU için değil, ülkemizin kamu kurum ve kuruluşları, sanayiciler, çiftçiler ve vatandaşlar üzerindeki mali yükü de artırmaktadır” değerlendirmesini yaptı.
Özelleştirme Sürecinin Maliyeti
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın elektrik dağıtım hizmetlerini özelleştirmek için sunduğu gerekçelere değinen Yeter, “Bu özelleştirme ile birlikte varlıkların daha iyi işletileceği, maliyetlerin düşeceği, arz güvenliğinin sağlanacağı, kayıp kaçak oranlarının azaltılacağı, yenileme ve genişleme yatırımlarının özel sektör tarafından yapılacağı ve rekabet ortamı sağlanarak tüketicilerin daha uygun fiyatlarla elektrik alabileceği gibi söylemler mevcut. Ancak bu süreçlerin sonuçları son derece tartışmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Sermaye Grupları Bizim İçin Maliyet Oluşturdu
Yeter, toplanan sermaye gruplarının kazanmasının İzmir için 2,5 milyar TL’lik bir maliyet oluşturduğunu dile getirdi. “İzmir ve Manisa bölgesinde 2013 yılında 1 milyar 231 milyon dolarlık teklifle bir firmaya ihale yapılmıştı. Özelleştirme süreçlerinden sonra fatura bedellerinde dağıtım bedellerine yönelik artışlar oldu. Önceden dağıtım bedelleri fatura içindeki tutarların çok ufak bir bölümünü kapsarken, şimdi bu bedellerin her geçen gün artmaya başladığını görmekteyiz. Örneğin, 2024 enerji üretim bedeli 48,21 TL iken dağıtım bedeli 85