İzmir, son dönemde kurak geçen kış aylarından oldukça olumsuz etkilenmiş durumda. Şu anki duruma bakıldığında, İzmir’in önemli su kaynaklarından biri olan Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi, yalnızca %15 seviyelerine gerileyerek büyük bir alarm zili çalmaktadır. Öte yandan, 2024 yılında bu barajın doluluk oranı %30 civarındaydı. Şehrin diğer barajlarının su doluluk oranlarına göz atıldığında ise, Ürkmez Barajı %25, Balçova Barajı %42, ve Güzelhisar Barajı %65 olarak kaydedilmiştir.
Havanın Soğuk Olması Yeterli Yağış Olmadı
İzmir’in su ihtiyacı, Tahtalı, Balçova, Ürkmez, Güzelhisar, Gördes ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajları ile yeraltı kaynaklarından karşılanıyor. Ancak, bu yıl yaşanan soğuk hava koşulları nedeniyle yeterli yağış alınamadı ve bu da kuraklık sorununu beraberinde getirdi. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, barajların gelecekte dolmasının pek olası olmadığına dikkat çekerek şunları ifade etti: “Tahtalı Barajı’nın doluluk oranının yüzde 17’yi geçmesi mucize olur. Eğer yağışlar çok fazla olmazsa, doluluk oranı 2008 yılındaki %2 seviyelerine kadar gerileyebilir.” Bu durumun yaz aylarında su krizine yol açabileceği ve suyun büyük dikkatle kullanılması gerektiği konusunda uyarılar yaptı.
Çevre Mühendisleri Odası’nın raporuna göre, İzmir ve çevresi olan Gediz, Küçük Menderes ve Kuzey Ege havzaları, yoğun tarımsal sulama, sanayi faaliyetleri, ve iklim değişikliği etkisiyle hızla kirlenmekte ve kuruma riski taşımaktadır.
İzmir’in Su Kaynakları Ciddi Tehdit Altında
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi, 2024 yılına ait İzmir Su Raporu’nu yayımlayarak kentin su kaynaklarının hem miktar hem de kalite bakımından ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu açıkladı. Raporda, İzmir’de yıllık kişi başına düşen su miktarının yalnızca 1000 metreküp civarında olduğu, bu durumun kentin su kıtlığı yaşayan şehirler arasında yer aldığını gözler önüne serdi. Gediz Havzası’ndaki yerüstü su kütlelerinin tamamının risk altında olduğu da belirtiyor. İzmir’in içme suyunun %61’inin yeraltı suyu kaynaklarından sağlandığı vurgulanırken, bu rezervlerdeki çöküşün boyutlarının tehditkar olduğu ifade ediliyor. Örneğin, Ödemiş Yolüstü Köyü’nde yeraltı su seviyesi 2005 yılında 63 metre varken 2023 itibarıyla 111,3 metreye kadar geriledi.
Raporda dikkat çekilen bir diğer konu ise, İzmir Körfezi ve kıyı sularının durumu da oldukça endişe verici. Özellikle yaz aylarında kirlenme seviyelerinin arttığı, mikroplastik kirliliğinin yeni bir tehdit olarak ortaya çıktığı belirtiliyor. Şu an Avrupa Birliği içme suyu standartlarında mikroplastik ölçümü zorunlu hale getirilmişken, Türkiye’de henüz bu konuda bir düzenleme bulunmamaktadır. ÇMO İzmir Şubesi’nin raporunda, İzmir’in su havzalarının bütünsel yönetimi ve su kaynaklarının korunması için acil eylem planlarına ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Aksi takdirde, İzmir’in