7 Mayıs 2025 tarihinde Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda “katliam yasası” olarak adlandırılan yasanın iptali istemini reddetti. Bu karar, hayvanların yaşam hakkını savunan birçok vatandaşı harekete geçirdi. Ülke genelinde olduğu gibi İzmir’de de vatandaşlar, hayvanların yaşam haklarına yapılan bu saldırıyı protesto etmek için sokağa çıktı.
Sessiz kalma, suça ortak olma
İzmir’deki protesto, İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları tarafından düzenlendi. Karşıyaka İZBAN önünde bir araya gelen grup, Anayasa Mahkemesi’nin kararını protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenledi. “Yaşam hakkı engellenemez”, “Adalet istiyoruz”, “Sessiz kalma, suça ortak olma” gibi sloganlarla Karşıyaka İskelesi’ne yürüyen katılımcılar, hayvanların yaşam hakkını yok sayan yasal düzenlemeye karşı tepkilerini açıkça dile getirdi. Yürüyüş sırasında çevredeki yurttaşların alkışlarla destek vermesi, hareketin kitlesel bir dayanışma içinde olduğunu gösterdi.
Yürüyüşün ardından katılımcılar, Karşıyaka İskelesi yakınındaki çim alanda bir forum düzenledi. Foruma katılan yurttaşlar, alınan Anayasa Mahkemesi kararının demokratik süreçleri hiçe saydığını ifade etti. Forumda yapılan konuşmalarda, birlik ve beraberlik vurgusu ön plana çıktı. Hayvanların yaşam hakları konusunda toplumda daha fazla dikkat çekmek adına, tüm kesimlerin bu mücadeleye katılması gerektiği fikri sıkça tekrarlandı.
Bu tür protestolar, hayvan hakları savunucularının sesini duyurması açısından büyük önem taşıyor. Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bu karar, hayvanlara yönelik şiddeti artıran bir yasayı desteklemesi nedeniyle, birçok insan tarafından eleştiriliyor. Hayvanların yaşam haklarının korunması, toplumsal bir sorumluluk olarak değerlendiriliyor ve bu tür eylemler, bu sorumluluğun önemine dikkat çekiyor.
Protestolar sırasında yapılan konuşmalarda, hayvanların sadece birer nesne değil, yaşam hakkına sahip varlıklar olduğu vurgulandı. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi’nin kararının, hayvanları koruma adına atılmış adımları geri almış olduğu belirtildi. Ayrıca, toplumun geniş bir kesiminin bu konuda bilinçlenmesi gerektiği ifade edildi.
İzmir’de gerçekleşen bu eylem, sadece hayvan haklarını savunmakla kalmayıp, aynı zamanda demokratik hakların ve insanlığın ortak değerlerinin korunması adına da bir uyarı niteliği taşıyor. Hayvanların yaşam hakları konusunda yürütülen bu kampanya, gelecekte daha geniş kitlelerce sahiplenecek bir hareketin temelini oluşturuyor. Bu tür etkinliklerin, hayvan hakları mücadelesine daha fazla zemin hazırlayacağı ve toplumsal farkındalığı artıracağı düşünülüyor.