1. Haberler
  2. İzmir
  3. İzmir’de 1 Mayıs Coşkusu, İstanbul’da Korku!

İzmir’de 1 Mayıs Coşkusu, İstanbul’da Korku!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çeşme’ye Taşınmadan Önce İzmir’de Yaşarken: 1 Mayıs Kutlamaları

Birbirinden güzel anılarla dolu olan geçmişimden bir kesit sunarken, 1 Mayıs kutlamalarının benim için ne denli önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Daha önce İzmir’de yaşarken, bu kutlamalara katılarak her yıl bir şeyler paylaşırdım. Cağrıya uyup Cumhuriyet Meydanı’ndan çıkar, kortejlere katılır, Gündoğdu Meydanı’na kadar yürürdüm. Burada coşkulu sloganlara eşlik ederek içimi döker, ardından gazeteye dönüp görevime geri dönerdim. Geçmişten hatırladığım tek olumsuzluk, hiçbir zaman şiddet ya da karmaşanın ortasında kalmamış olmamdı.

Bu yıl da, İzmir’de sadece bayram coşkusunu yaşamak isteyen herkes için her şey oldukça düzenli geçti. Hiç kimse polis şiddetine maruz kalmadı, gözaltına alınmadı ya da tüm yolların kapatılması nedeniyle hastanelere ya da işlerine ulaşım engeline maruz kalmadı. Güvenlik önlemleri sıkıydı, ancak mantıksız yasaklar yoktu. Şarkılar, türküler ve halaylarla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü yine bir bayram gibi geçiyordu. Türk-İş, Alsancak Limanı’nda, DİSK ise Lozan ve Montrö kapılarında, STK ve platformlar ise Konak ve Cumhuriyet Meydanı yönünde Gündoğdu Meydanı’na giriş yaptılar.

İzmir olağanüstü bir örnek sergiledi; ana muhalefetin başkenti olan bu şehirde tek bir olumsuz olay yaşanmadı ve işçi bayramı kutlamaları herhangi bir sorun yaşamadan gerçekleştirildi. Ancak İstanbul’a, bu kentteki 1 Mayıs kutlamalarına göz attığımızda durumun pek de iç açıcı olmadığını görüyoruz. Taksim korkusu, garip ve akıl dışı güvenlik önlemlerine neden oldu ve tam 400 kişi gözaltına alındı. Burada bir vatandaş olarak sorduğum soru şu: Tüm bunlara gerek var mıydı?

Görünen o ki, Türkiye’de korku, para gibi el değiştiriyor. İstanbul’un büyük bir kısmı barikatlarla çevrilen bir kent haline geldi. Polis, insanları kutlamalardan uzak tutmak için gözaltı tehdidi ve ‘biber gazı’ veya ‘plasti mermi’ kullanma gibi gözdağlarıyla onları kutlamalardan uzaklaştırmaya çalıştı. 1977 yılındaki kanlı 1 Mayıs olayından sonra Taksim Meydanı, tüm iktidarlar için bir kabus alanı haline geldi; fakat şimdi bu kabusun üzerine Gezi Parkı korkusu da eklenmiş durumda. Artık korkulan şey, sadece meydanın taşıdığı sembolik anlam değil. Bu nedenle, İzmir’de binlerce insan halay çekerken ve şarkılar söylerken, İstanbul’un sokakları yine savaş alanına dönüştü. İzmir Emniyet Müdürlüğü, kutlamaların güvenli bir şekilde sürmesine yardımcı olurken, İstanbul’da yüzlerce insan gözaltına alınmaya bahane bulmaya çalışıldı.

Bu noktada, 1 Mayıs’ın önemi vurgulanmalıdır. Bu bayram, yasaklarla, şiddetle ve korkuyla değil; dayanışmayla ve coşkuyla kutlanmalıdır. İzmir, bu mesajı tüm dünyaya gösterdi. İstanbullu yöneticilerin Taksim Meydanı’ndan ‘delicesine’ korkmaya devam etmesinin arkasında yatan asıl sebep, halkın bir arada olduğunda ne kadar güçlü olabileceğini hatırlatmasıdır. Bu noktada şu ifadeyi de eklemek gerekiyor: “Bayramınız kutlu olsun diyenlere, bayramı yasaklayanlar utansın!”

İzmir’de 1 Mayıs Coşkusu, İstanbul’da Korku!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!