İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Bengi Atak, İzTV’de Nil Kahramanoğlu’nun sunduğu Gündem Özel programında önemli açıklamalarda bulundu. Deprem hazırlığına ilişkin neler yapılması gerektiğini ortaya koyan Atak, İzmir’in bu konuda hangi aşamalarda olduğunu da anlattı. Özellikle İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin, toplumun hazırlıksız olduğunu gözler önüne serdiğini vurguladı.
Atak, “Kaygı düzeyi yüksekti. Bu kaygının gelecekteki çalışmaları tetiklemesini umuyoruz. Farklı görüşlerin ortaya çıkması dahi kaygı verici. Tartışmaları, yapı stokunun güvenilirliği üzerinden yürütebilirsek ilerleme kaydedebiliriz. İstanbul’daki depreme dair bazı akademisyenler farklı görüşler öne sürüyor. Bir grup, ‘İstanbul’da beklenen büyük depremi tetikledi ve daha büyük bir depremin bekleniyor’ derken, diğeri bunun aksine ‘Artık İstanbul’da bir deprem beklenmiyor’ diyor. Eğer tartışmalar bu çerçeveden devam ederse, ilerleme kaydedeceğimizi düşünmüyorum. Depremin büyüklüğünü ve yerini tahmin etmeye çalışmak bize sadece zaman kaybettiriyor. Bunun yerine yapı stoku hazırlığımızı tartışmalıyız” ifadelerini kullandı.
Depreme Hazırlık
Afet hazırlığını üç ana aşama üzerinden değerlendirildiğini belirten Atak, “Öncelikle afetzedelere yönelik hazırlıklara, afet sırasında yapılacak önlemlere ve afetten sonra yaraların sarılmasına dair adımlar atmalıyız. Sağlıklı ve güvenilir yapı üretim süreçlerinden, inşaat mühendislerinin rolüne kadar birçok konuyu kamuoyuna aktarmaya çalışıyoruz. Ancak, bir deprem olduktan sonra bu konuların tekrar gündeme gelmesi ve birkaç ay içinde unutulması maalesef alışıldık bir durum. Karar vericilere yönelik eleştirilerimiz var. Bazen aldıkları kararları erteleyip, yürürlüğe girecek yönetmelikleri geciktiriyorlar. Ancak bu tip durumların tekrar yaşanacağı aşikar” şeklinde konuştu.
Kaynakların Yönlendirilmesi
Yapı stokuna kaynak yaratmanın imkânsız olduğu algısının yanılgı olduğuna dikkat çeken Atak, “Günümüz şartlarında standart bir binanın metrekare maliyeti yaklaşık 25-30 bin lira civarında. Hâlbuki asgari ücret 22-23 bin lira düzeyinde. Bu durumda vatandaş bir metrekare alanı bile aylık geliriyle karşılayamaz. Bu nedenle, bir binanın güçlendirme maliyetini tek başına vatandaşın üzerine yüklemek adil değil. Devlet kaynakları düşünüldüğünde, son dönemlerde kaybedilen milyarlık rakamlar, bir şehrin dönüşüme tabi tutulmasının ne kadar mümkün olduğunu gösteriyor. Sadece kaynakların doğru yönlendirilmesi gerekiyor” diye belirtti.
Ayrıca, kurumlar arası iş birliğinin neredeyse hiç olmadığını vurgulayan Atak, “İstanbul’da Marmara Depremi sonrası deprem vergileri toplandı. Ancak bu vergiler toplanmasına rağmen, depremler sırasında insanların iletişim kurması oldukça güç oldu. Bu vergiler, acil sorunların çözümü için bile yeterli olmakta. İstanbul ve İzmir için dönüşüm mümkündür fakat işbirliği ve bilimsel yaklaşım şart. Ayrıca şehir planlamasında akılcı çözüme ihtiyacımız var” dedi.
Sözlerin Yerine Getirilmemesi
6 Şubat depremlerinin ardından verilen sözlerin yerine getirilmediğini ifade eden Atak, “Cumhurbaşkanımızın 6 Şubat depreminin 2. yıl dönümünde, ‘319 bini bir yıl içinde, toplamda 650 bin konut inşa edilecektir’