İzmir Barosu, son dönemde yaşanan toplumsal olaylar sonucunda tutuklanan yurttaşların tutukluluğa itirazlarını incelemekle görevli olan hakimle görüşme talebinin reddedilmesini sert bir dille eleştirdi. Baro’nun resmi açıklamasında, Baro Başkanı Avukat Sefa Yılmaz ve Baro Genel Sekreteri Avukat Zöhre Dalkıran’ın, yaptığı görüşme talebinin kalem personeli tarafından ‘hakimin hiç kimseyle görüşmeyeceği’ gerekçesiyle geri çevrildiği belirtildi. İzmir Barosu, hakimlerin savunma makamı olan avukatlarla görüşmekten kaçınmamaları gerektiğine dikkat çekerek, mesleki nezaket kurallarının ihlal edildiğini vurguladı.
Baro tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Baro Başkanımız Av. Sefa Yılmaz ve Baro Genel Sekreterimiz Av. Zöhre Dalkıran, yaşanan toplumsal olaylar neticesinde tutuklanan yurttaşlarımızın tutukluluğa itirazlarını incelemekle görevli hakim ile görüşme talebinde bulunmuş ve bu talep kalem personelince ‘hakimin hiç kimseyle görüşmeyeceği’ gerekçesi ile reddedilmiştir. Ne mesleki nezaket teamülüne ne de yargı unsurları arasındaki ilişki biçimine sığmayan bu tavrı kabul etmiyoruz.”
İzmir Barosu yetkilileri, kurum olarak belirtilen hakimle görüşme talebinde bulunduğunu ve bu tür bir reddin kabul edilemeyeceğini ifade etti. Hakimlerin, savcılar ve avukatlarla normal şartlar altında görüşmekten kaçınmamaları gerektiğini belirten İzmir Barosu, savunma makamının önemini vurgulayarak, avukatların mesleki faaliyetlerinden çekinilmemesi gerektiği mesajını verdi.
Açıklamanın ilerleyen bölümlerinde, gözaltı kararlarına itirazların görüşülmemesi sebebiyle adliyeden uzaklaşan sulh ceza hakimlerinin durumu eleştirildi. Bu tür eylemlerle bağımsız yargının anlamının ve işlevinin sorgulandığına dikkat çekildi. İzmir Barosu, bu tür durumların bağımsız yargının sadece bir slogan olarak kaldığını doğrulayan örnekler olduğunu ifade etti.
Baro, bağımsız yargının önemine vurgu yaparak, avukatlarla kurumsal ilişki kurmaktan kaçınmayan bir yaklaşım sergilemenin gerekliliğini belirtti. Sonuç olarak, “Savunmadan kaçmayın!” mesajıyla sürecin önemine dikkat çekildi.
İzmir Barosu’nun açıklaması ve eleştirileri, yargı sistemindeki işleyişin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür durumların yargının bağımsızlığına zarar verdiğine ve avukatların mesleki faaliyetlerinin engellenmesine neden olduğuna vurgu yapıldı. Yargı kurumlarının, avukatların çalışmalarına saygı göstermesi gerektiği ifade edilirken, yaşanan olayların toplumsal adalet açısından ciddi sonuçları olabileceği de hatırlatıldı.
