İstanbul, tarih boyunca Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik yapmış bir şehir olarak, “İkinci Roma”, “Yeni Roma”, “Byzantion”, “Konstantinopolis” ve “Konstantiniyye” gibi çeşitli isimlerle anılmıştır. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İstanbul’un fethiyle ilgili etkinlikler, Türkiye’nin ilk yüzer gaz üretim platformunun Boğaz’dan geçişiyle de taçlandırılacak.
İstanbul, tarih boyunca birçok ordu tarafından tam 30 kez kuşatılmıştır. Şehre inşa edilen tapınaklar, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom gibi yapılar, kenti Ortodoks Hristiyanlığın en önemli merkezi haline getirmiştir. Şehrin antik tarihi, Yenikapı kazıları sayesinde 8 bin yıl öncesine kadar uzandığı ortaya çıkmıştır. Büyük Konstantin’in MS 4. yüzyılda Roma tahtını ele geçirerek burayı yeni imparatorluğunun başkenti yapması, İstanbul’un tarihinde bir dönüm noktası olmuştur.
Hazreti Muhammed’in “İstanbul (Konstantiniyye) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel ordudur.” hadisi, şehri İslam dünyası için de önemli kılmıştır. Müslümanlar için Batı’nın, Hristiyanlar için ise Doğu’nun eşiği haline gelen İstanbul, 1204 yılında Haçlı Seferi sırasında Latin istilasına uğramıştır. Emeviler döneminde Konstantiniyye’ye karşı üç büyük sefer düzenlenmiş, Abbasiler döneminde de bir sefer gerçekleştirilmiştir.
İslam’da Vaat Edilmiş Şehir
İstanbul, Hazreti Peygamberin müjdesiyle Müslüman hükümdarlar için İslam’ın vaat edilmiş şehri haline geldi. Tarihte farklı medeniyetler tarafından onlarca kez kuşatılan İstanbul, milattan önce Makedonya Kralı Philippe, Roma İmparatoru Septim Severus ve daha pek çok kişi tarafından ele geçirilmeye çalışılmıştır. Son olarak 1453’te Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmiştir.
İstanbul’un Fethine Giden Süreç
II. Mehmet, İstanbul’u fethetmek amacıyla 1452’de Rumeli Hisarı’nı yaptırarak deniz yolundaki yardımları kesmeye çalıştı. Şubat 1453’te toplar döküldü ve İstanbul önlerine getirildi. Nisan 1453’te Osmanlı ordusu İstanbul’da muhasaraya başladı ve çeşitli kaleleri kuşattı. 5 Nisan’da ordu, II. Mehmet’in komutasında İstanbul’a hareket etti. İki gün sonra kuşatma resmen başladı, fakat Osmanlı donanması, Bizans’a yardıma gelen Ceneviz ve Venedik gemilerine engel olamayınca savaşın gidişatı Osmanlı aleyhine dönmeye başladı.
Sultan II. Mehmet, 21 Nisan 1453’te Haliç’e yeni gemiler indirilmesini emrederek savaşın seyrini değiştirdi. 29 Mayıs 1453’te günün ilk ışıklarıyla İstanbul’un kapıları açıldı ve şehir Osmanlı ordusunun kontrolüne geçti. II. Mehmet, “Fatih” unvanını alarak şehrin yağmalanmasını önledi ve Ayasofya’yı cami olarak yeniden düzenledi.
İstanbul’un Fethinin Tarihsel Önemi
Tarihçi Zafer Bilgi’ye göre, İstanbul’un fethi sadece bir şehrin alınması değil, dünya tarihinin önemli bir kırılma noktası olmuştur. İstanbul’un kuşatılması sırasında Osmanlı’nın kullandığı askeri yöntemler çağının çok ilerisindeydi. İstanbul’un fethi, Avrupa’da doğunun batıya hakim olma sürecini başlatırken, Rönesans ve reform süreçlerinin de önünü açmıştır.
Bunun yanı sıra İstanbul’daki din, kültür ve sosyal yapı fetihten sonra gelişmeye başladı. Sultan II. Mehmet, İstanbul’u dünyanın en göz