İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy, X sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda, “İsrail’in sağlık tesislerine yönelik saldırıları, Gazze’de sağlık hizmetine ulaşımı ciddi şekilde sekteye uğrattı.” ifadesini kullandı. Bu açıklamada, İsrail’in bölgedeki sağlık altyapısına yönelik gerçekleştirdiği saldırıların sonuçları üzerinde durulmuştur.
Lammy, İsrail’in Gazze’ye karşı başlattığı saldırıların başlangıcından bu yana bir hastanenin defalarca hedef alındığını hatırlatarak, “Bu kabul edilemez saldırılar sona ermeli. Kalıcı barışa ulaşmanın yolu, daha fazla kan dökmek değil diplomasidir.” şeklinde bir değerlendirme yaptı. Bu ifadeleriyle, diplomasi yolunun önemine dikkat çekmiş ve şiddet yoluyla çözüm arayışlarının başarısız olacağını vurgulamıştır.
Özellikle Gazze’nin merkezindeki bir hastanenin geçtiğimiz günlerde iki Israil füzesinin hedefi olduğuna dair bilgiler verildi. Bu saldırı sonucunda hastanenin acil servis birimi, cerrahi operasyonlar binası ve tıbbi oksijen üretim istasyonu büyük zarar gördü. Bu tür saldırıların sağlık hizmetlerini ne denli etkilediği düşünüldüğünde, ortada büyük bir insani kriz olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.
El-Ehli Baptist Hastanesi, Gazze kentinde tam kapasiteyle hizmet veren tek hastane olarak biliniyor. Bu hastane, birçok hasta için hayati öneme sahip bir sağlık kuruluşudur. Ancak, yaşanan çatışmalar ve bombalama saldırıları nedeniyle, hastanenin faaliyetleri ciddi şekilde tehlikeye girmiştir. Hem çalışanlar hem de hastalar açısından durum son derece kritik bir hal almış durumda.
Bu tür durumlar, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmekte ve çeşitli ülkelerin, insan hakları kuruluşlarının tepkisini almaktadır. Özellikle sağlık tesislerinin hedef alınması, çatışma bölgelerinde insani durumun ne kadar zor olduğunu gözler önüne sermektedir. Lammy’nin açıklamaları, bu kritik durum karşısında uluslararası diplomasi yapmanın ve çatışmalara son vermenin ne denli önemli olduğunu vurgulamaktadır.
İngiliz yetkililerin yaptığı bu açıklamalar, hem Gazze’deki sağlık sistemini koruma çabalarının hem de uluslararası toplumun bölgedeki duruma müdahale etme sorumluluğunun altını çizmektedir. Uzun ve kalıcı bir barışın sağlanması için, taraflar arasında diyalog ve müzakere yollarının açılması gerekmektedir. Uluslararası toplumun, özellikle de büyük güçlerin, bu tür çatışmaların sona erdirilmesi yönündeki çabalarını artırmaları büyük bir önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, bu insani kriz ile başa çıkmak için kararlı bir duruş sergilemek gerekmektedir. Savaşın ve çatışmanın yol açtığı acılar, sadece doğrudan etkilenen insanlar için değil, aynı zamanda uluslararası toplum için de büyük dersler içermektedir. Diplomasinin artan önemi, her geçen gün daha fazla hissedilmektedir ve bu çabaların desteklenmesi hayati bir öncelik olmalıdır.
