Filistin resmi ajansı WAFA’da yer alan habere göre, geçtiğimiz günlerde İsrail askerleri, Ramallah’ın batısındaki Kıbya beldesinde bir baskın düzenledi. Gerçekleşen bu baskın sırasında, askerler Racih et-Tahir’e ait evi boşaltarak ardından evi buldozerlerle yıktı. Bu olay, Batı Şeria’da yaşanan gerginliklerin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
İsrail “ruhsatsız” olduğu iddiasıyla evleri yıkıyor
İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te sıkça “ruhsatsız olduğu” iddiasıyla Filistinlilere ait yapıları yıkmakta. Bu uygulama, bölgedeki Filistinlilerin yaşam koşullarını daha da zor duruma sokmakta ve yapılarının yıkılması, onlara ait olan tarım arazilerinin kaybedilmesine neden olmaktadır. İsrail makamları, işgal altındaki Batı Şeria’nın “C” bölgesinde Filistinlilerin inşaat ve tarım yapmalarını sistematik olarak engelliyor. Aynı zamanda Filistinlilerin bu tür ruhsatları almaları da neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.
İlk olarak, Filistin yönetimi ile İsrail arasında 1995 yılında imzalanan “İkinci Oslo Anlaşması” çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştır. Bu, bölgedeki yönetim ve güvenlik konularını oldukça karmaşık hale getirmiştir. İşgal altındaki Batı Şeria’nın yalnızca yüzde 18’ini kapsayan “A bölgesi”nin yönetimi, hem idari hem de güvenlik olarak Filistin’e aittir. Yüzde 21’lik “B bölgesi”nin idari yönetimi ise Filistin’e devredilmişken, güvenliği İsrail tarafından sağlanmaktadır. En geniş alan olan yüzde 61’ini kapsayan “C bölgesi”nin yönetimi ve güvenliği tamamen İsrail’e bırakılmıştır.
Bu böylesi bir ayrım, günlük yaşamda ciddi zorluklar doğurmakta ve Filistinlilerin hareket özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Yapı ruhsatlarının verilmemesi sonucu, birçok Filistinli tarım arazileri üzerindeki evlerini veya iş yerlerini kaybetme riski altındadır. Bunun yanı sıra, sıkça yaşanan ev yıkımları, Filistinli ailelerin barınma hakkını da tehdit ediyor. Bu tür uygulamalar, uluslararası insan hakları savunucuları ve örgütleri tarafından sıkça eleştirilmekte, Filistinlilerin haklarının ihlal edildiği savunulmaktadır.
Sonuç olarak, İsrail’in “ruhsatsız” olduğu iddiasıyla gerçekleştirdiği yıkımlar, işgal altında yaşayan Filistinlilerin yaşam standartlarını daha da zorlaştırmakta. Bu durum, bölgedeki gerilimi artırırken, uluslararası platformlarda da tartışmalara neden olmaktadır. Filistinlilerin inşaat ve tarım yapma hakkı üzerindeki kısıtlamalar, yalnızca basit bir inşaat meselesi değil, aynı zamanda bir insan hakları meselesidir.