Hastaneden yapılan açıklamalara göre Asil, dünya genelinde en yaygın üçüncü ölüm sebebi olarak kabul edilen inmenin, ani yüzde kayma, kol veya bacaklarda güçsüzlük ve konuşma zorlukları gibi bulgularla kendini gösterebileceğini ifade etti.
Bu belirtilerin ortaya çıkması durumunda vakit kaybetmeden harekete geçilmesi gerektiğine vurgu yapan Asil, “İnme, hem ülkemizde hem de dünya genelinde ciddi bir ölüm ve sakatlık kaynağıdır.” dedi.
Yaş, cinsiyet, genetik yapı ve ırk gibi etkenlerin inme riskini artırabileceğini dile getiren Asil, özellikle 55 yaş ve üzeri bireylerin inme açısından daha fazla tehlike altında olduğunu, fakat genç erkeklerde de inme görülebileceğini belirtti.
Diyabet, hipertansiyon, obezite, yüksek kolesterol ve kalp hastalığı olan kişilerin inme riski taşıyan grupta yer aldığını vurgulayan Asil, “Zamanında müdahale, felç sonrası kalıcı hasar oluşumunu engelleyebilir.” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
Son 20 yıl içinde inme tedavisinde önemli gelişmeler sağlandığını belirten Asil, şu ifadeleri kullandı:
“Damar tıkanıklığına bağlı iskemik inme, başlangıçta tedavi edilebilen bir hastalık haline geldi. Beyindeki tıkanmış damarlar, ilaçlar ve anjiyografik tekniklerle açılmakta, bu sayede hastaların semptomları kısmi veya tamamiyle iyileşebilmektedir. Tedavinin en hayati unsuru da, zamanında müdahalede bulunmaktır.”
