Silivri’de tutuklu bulunan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ekonomi yönetimini eleştiren yeni bir açıklama yaptı. Açıklamasında, “Tarih sizi ’16 milyon seçmenin iradesine uyduruk suçlamalarla yapılan 19 Mart darbesinin finans ayağı’ diye hatırlayacak. Bu lekeden asla kurtulamayacaksınız. Bu da size dert olsun” ifadelerini kullandı.
Tarih, “faize karşıymış gibi görünen en büyük faizciler” olarak yazacak
İmamoğlu, açıklamasında dikkate değer veriler sunarak, “Yönettiğiniz bütçeden Nisan ayı itibarıyla faize aktardığınız kaynak, geçen seneye göre %99 artmıştır. Buna karşın gelir artışı ise %50’de kalmıştır.” şeklinde belirtti. Türkiye’nin ekonomisinde ciddi sorunlar yaşandığını vurgulayan İmamoğlu, “İlk dört ayda, 2025 yılının bütçe açığı tahmininin yarısına ulaşmışsınız.” ifadesini kullandı. Çiftçilere gecikmeli bir biçimde ödenen desteklerin bu yıl toplamda 135 milyar TL olacağını belirten İmamoğlu, bunun yanı sıra yalnızca ilk 4 ayda tefecilere yapılan transferin 725 milyar TL olduğunu iddia etti. Bu durumun, hükümetin ekonomik politikalarının başarısızlığını gözler önüne serdiğini söyledi.
Tefecileri ihya ederken, ülkenin üreticisini %70 faizli kredi borcuna mahkum ettiniz
İmamoğlu, “Tefecileri ihya ederken, ülkenin üreticisini %70 faizli kredi borcuna mahkum ettiniz.” diyerek hükümetin politikalarının Türkiye’nin üretken kesimlerine zarar verdiğini ifade etti. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ), sanayiciler, esnaflar ve emekçiler arasında yaşanan zorluklara dikkat çekerek, “Türkiye’nin gece gündüz alın teriyle üreten, istihdam yaratan KOBİ’lerini, sanayicisini, esnafını, emekçisini bozuk para gibi harcadınız.” şeklinde konuştu. İmamoğlu, hükümetin iktidarını sürdürmek için mali kaynakları nasıl yönettiğine dair oldukça sert eleştirilerde bulundu.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu, yapılan bu politikaların kötü etkilerini ve hükümetin karşılaştığı mali krizleri eleştirerek tarihe geçeceğini dile getirdi. Ekonomi alanındaki bu sorunların yalnızca geçici olmaktan öte, Türkiye’nin gelecekteki ekonomik istikrarı için ciddi tehditler oluşturduğunu anlatmaya çalıştı. Hükümete yönelttiği eleştiriler ile birlikte, bu durumu düzeltmek için atılacak adımların önemine de vurgu yaptı. Bunun yanı sıra, 16 milyon seçmenin iradesine karşı yapılan eylemlerin bedelinin ödeneceğini beyan etti.