Son dönemde Türkiye’nin siyaset gündeminin en önemli meselelerinden biri olan Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nde bulunduğu dönemde ciddi bir hukuki mücadeleye adım atmış durumda. CHP‘nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bilinen İmamoğlu, 31 yıl önce hukuka uygun olarak aldığı üniversite diplomasının 18 Mart 2025 tarihinde iptal edilmesi nedeniyle karşı dava açma kararı almıştır. İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, konuyla ilgili açıklamalarda bulunarak davanın gerekçelerini detaylandırmıştır.
Hukuki süreç başlatıldı
Avukat Pehlivan, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Müvekkilim Ekrem İmamoğlu’nun 31 yıl önce hukuka uygun olarak aldığı üniversite diploması, hukuk devleti ilkelerine açıkça aykırı biçimde ve idari yetkinin kötüye kullanılmasıyla iptal edilmiştir” ifadelerini kullanarak durumu özetlemiştir. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, hukuki normların ihlali olarak nitelendirilmiş ve bu durumun cezaevindeyken yaşanması, devam eden hukuksuzluklara karşı bir mesaj olmuştur. Pehlivan, yapılan işlemlerin Anayasa’ya ve idare hukukuna aykırı olduğunu vurgulayarak 6 Mayıs 2025’te İstanbul İdare Mahkemesi’nde dava açtıklarını belirtmiştir.
Pehlivan ayrıca, 6 Mayıs tarihi hakkında özel bir bilgilendirme yaparak, “6 Mayıs, Türkiye tarihinde demokrasi, hukuk ve tam bağımsızlık idealleri için mücadele edenlerin sembol günüdür” ifadesini kullanmıştır. Bu tarih, İmamoğlu’nun 2019 yılında kazandığı İstanbul seçimlerinin iptali ile de anılmaktadır. Bu bağlamda, hukuksuzluklara karşı verilen demokrasi, adalet ve bağımsızlık mücadelesinin sembolü olan bu tarihi seçmelerinin manidar olduğunu belirtmiştir.
“Bu dava, yalnızca Sayın Ekrem İmamoğlu’nun kişisel hukukunu koruma amacı taşımamaktadır,” diyen Pehlivan, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, hukuki güvenliği ve temel hak ve özgürlükleri korumak adına verdikleri mücadelenin altını çizmiştir. Pehlivan, “Bu mücadeleyi, hukuk kurallarına bağlılığımız ve bağımsız yargıya olan güvenimizle sonuna kadar sürdüreceğiz” diyerek duruşlarını net bir şekilde ortaya koymuştur. Adalet arayışının daima süreceğini vurgulayan avukat, “Hukuksuzluk karşısında asla boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullanarak mücadele azimlerini pekiştirmiştir.
Bu hukuki süreç, sadece İmamoğlu’nun bireysel hakkının korunmasından öte, Türkiye’nin hukuk sistemi için bir test niteliği taşımaktadır. Ülke genelinde yaşanan benzer durumlarla birleştiğinde, İmamoğlu’nun davası, toplamda bir adalet arayışının ve hukuk devleti talebinin simgesi haline gelmektedir. Tarafların bu dava sonucunda ne gibi bir yol izleneceği merakla beklenmektedir.
Kaynak: Haber Merkezi