Bu Hafta ‘Bayram Gelmiş Neyime’ Tatil Mekanı Üzerine Düşünceler
Son bir aydır alıştığımız normal zamanlardan uzak bir süreçteyiz. Bu durum birçok kişi için belirsizlik ve kaygı yaratırken, yaşanan gelişmeler de düşündürücü bir tablo sergiliyor. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan yürüyüşler, toplumda uzun bir süre umutsuzluğa neden olan Gezi Parkı olaylarının yeniden hatırlanmasına yol açtı. Bu durum, genç nesil ve geçmişte bu olayları yaşamış olanlar için heyecan verici bir gelişmeydi. Bir Pikachu görmek bile, bu gençler için yeni bir umut ışığı olmuştu sanki.
Yürüyüşler sırasında çok sayıda üniversite öğrencisiyle karşılaştım. Sokaklarda horon tepenler, şarkı söyleyenler ve slogan atan gençler vardı. Herkes kendini ifade etmek için bir yol arıyordu; fakat çoğu da bu durumda yalnızca sırtlarını yasladıkları yerde oturmakla yetindi. Hep aynı hikaye; geçmişte yaşananlardan ders çıkaramayacak kadar çaresiz hisseden gençler, bir dönemin gariban çocuklarıydı. Bugünün gençleri, toplumda ezilen ve sömürülen kesimler olarak, geçmişteki adaletsizliklere maruz kalmaya devam ediyorlar.
Sosyal ve ekonomik sorunlar, ülkemizde her zaman olduğu gibi gençler için çok ağır bir yük. Kapitalizmin acımasızlığı, toplumun alt sınıflarını her dönemde olduğu gibi zor durumda bırakmaya devam ediyor. Üst tabaka tarafından yaratıilan sıkıntılar, çoğunlukla işçi sınıfından olan gençlerin ve ailelerinin omuzlarına binmektedir. Bu gençlerin çoğu, gidecek başka bir ülkeyi veya sığınacak başka bir vatanı bulamadıkları için, kendi memleketlerinin sorunlarına ses olmaya çalışıyorlar.
Bütün bunların yanı sıra, İzmir’in güzel sokaklarında yürüyüş yaparak kilo vermek isteyen biri olarak, karşılaştığım gençlerle yapılan sohbetler dikkatimi çekti. Çoğu genç, farklı görüşlere sahip olsa da benzer kaygılara sahiptir. Bir gence sorduğumda, en önemli kaygıları, ataması yapılmayan birçok meslek olmasına rağmen diploma almak istediklerini ancak artık diplomalarının bile geçersiz olabileceği kaygısıyla sokaklarda olduklarını ifade ettiler. Gelecek kaygısı, gençlerin en büyük endişesi haline gelmiş durumda.
Birçok gencin ortak düşüşlerinden biri de, yaşadıkları ülke ve toplumdaki adaletsizlikler karşısında hisssettikleri çaresizliktir. Sorulduğunda, çoğu, ülkeden gitme fikrinin kendileri için cazip olduğunu fakat memleketlerini sevdiklerini belirtiyorlar. Bu durum, bir tezat oluşturuyor; sevgisiyle mücadele vermek, ama aynı zamanda daha iyi bir gelecek arayışına çıkmak istemek. Hükümetle yaşıt olan gençler, bu karmaşık durum içerisinde bir araya gelip, umutlarını kaybetmemeye çalışıyorlar.
Toplumda yaşanan aksilikler ve kötü olaylar, gençlerin endişe duyduğu birçok konuyu beraberinde getiriyor. Bugün, bayram gününde, ülkemizde 301 gencin hala tutuklu olduğu bilgisiyle karşılaşıyoruz. Bayramı, umut ile dolu günlere bırakmak umuduyla yazımı bitirmek istiyorum. Ancak son günlerde İzmir’de ani bir kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Güney Temiz’i anmadan geçemeyeceğim. Kendisi genç yaşında, uzun yıllar gazetecilik yapmış bir kişiydi. Ani bir ölüm, bize hayatın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyor. Yaşadığımız anların değerini bilmek, sevdiklerimize bugün son günmüş gibi yaklaşmak adına önemli.
Her şey yapılabilir…
Bir beyaz kağıtla, uçak, örneğin uçurtma mesela, altına konulabilir,
Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için,
Sallanan bir masanın,
veya şiir