1. Haberler
  2. İzmir
  3. Ekran Bağımlılığı: Uykusuz Gece, Yorgun Zihin!

Ekran Bağımlılığı: Uykusuz Gece, Yorgun Zihin!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ekranların Gölgesinde Kayıp Uykular

Son yıllarda, birçok insan geceleri uyumakta zorlanıyor. Gözlerimiz kapalı gibi görünse de, zihnimiz sürekli aktif. Işıklar sönse de, telefonlar, tabletler ve gece boyunca açık kalan televizyonlar hayatımızdan çıkmıyor. Geceye adım attığımızda, aslında uykumuzu çalan bir yozlaşmanın içine giriyoruz.

Uykusuzluk, sadece gözlerimizin yorulmasından kaynaklanmıyor; zihnimiz, bedenimiz ve ruhumuz da bu durumdan olumsuz etkileniyor. Birçok insan, ekran karşısında geçirdiği zamanla adeta tükeniyor. Özellikle mavi ışık, doğanın dengesine aykırı bir parıltı olarak karşımıza çıkıyor. Gündüz, güneşten gelen mavi ışık enerjimizi artırırken, gece ise bu ışık vücudumuzun doğal saatini alt üst ediyor. Melatonin hormonu geceleri bası hafifletiyor, bu durum da uyku düzenimizi bozuyor. Bu nedenle, birçok insan geceleri dönerek uyanmakta, sabahları ise yorgun gözaltı morluklarıyla kalkmaktadır.

Uyanamamanın sıkıntısını çekenler, genellikle “şunu bir izleyeyim” ya da “bir reels daha” diyerek zaman kaybına uğramaktadır. Oysa hareket eden akrep ve yelkovan, kişinin sabah karşı karşıya geleceği acı gerçeği gözler önüne seriyor. Ancak uyku düzeninin bozulması sadece bununla sınırlı değil; göz kuruluğu, baş ağrısı ve odaklanma sorunları gibi fiziksel rahatsızlıklar da bu durumdan doğmaktadır. Zihinselliğimiz de etkilenir: Yetersiz uykudan kaynaklanan zihinsel sis, düşünmemizi zorlaştırır ve duygusal durumu filtreler. Bu tür etkiler, özellikle gençler arasında dikkat eksikliği ve duygusal dalgalanmalar şeklinde kendini göstermekte.

Ayrıca, çocukların ekranlarla olan etkileşimleri gün geçtikçe artıyor. Beş yaşındaki bir çocuk, henüz okula gitmeden önce tabletinde oyun oynamayı öğreniyor. Gündüzleri TikTok algoritmasına hakimken, gece uyumak yerine YouTube videolarına dalıyor. Bu durum, çocukların uyku düzenini bozduğu gibi, gelişimlerini de olumsuz etkiliyor. Hatta uyku sırasında bile kulaklıkla müzik dinleyen veya ekran ışığına maruz kalan bir çocuk, uykusuzluğun kurbanı haline geliyor.

Gecenin karanlığında loş bir ışık bile kalmamış durumda. Soğuk beyaz LED lambalar ve sürekli açık ekranlar, gecenin ruhunu alıyor. Eskiden sarı ışıkların dinlendirdiği ruh, bugün mavi ışığın altında kaybolmuş durumda. İnsanlar, yorgunluklarını telefonlarına, huzursuzluklarını ise birbirlerine yüklemeye başlıyor. Bu durum, hikayemizin can alıcı kısmı. Toplum olarak, artık nasıl bir çözüm bulacağız?

Gece uykusundan önce en az 1-2 saat boyunca ekranlardan uzak durmak, gece modunu etkin kılmak ve mavi ışık filtresi kullanmak düşünülebilir. Ayrıca, karanlıkta değil, loş sarı ışık altında dinlenmek gerçekten dinlenmek anlamına gelir. Ancak asıl önemli nokta, ekranları değil kendimizi kapatmayı öğrenmekte. Çünkü ruh hâlimizdeki esas sorun, basit bir uyku eksikliği değil; uyurken dinlenememektir.

Mavi ışık, basit bir nesne değil; aynı zamanda gözlerimizi yanıltan bir illüzyon. Bu durum, içsel huzurumuzu kaybetmemize ve hayatın gerçeklerinden kopmamıza neden oluyor. Gözlerimiz ekranda parladıkça, içimizde umut kapanıyor. Hatırlatmakta fayda var: Gece uykumuz kaçtığında, gündüz umudumuz da eksilir.

Ekran Bağımlılığı: Uykusuz Gece, Yorgun Zihin!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!