Bankadan yapılan açıklamada, Doğu Türkiye Orta Koridor Demiryolu Geliştirme Projesi’nin, Türkiye’nin mevcut sınırlı demir yolu ağının en eski bölümlerinden birinin genişletilmesine ve modernize edilmesine yardımcı olacağı belirtildi. Bu proje, ülkemizde demir yolu taşımacılığının daha etkin bir hale gelmesini sağlarken, aynı zamanda bölgedeki ekonomik hareketliliği artırmayı hedefliyor.
Ayrıca, yapılan açıklamada Türkiye’nin mal hareketliliğini daha verimli hale getirmek, ihracatı desteklemek, istihdam yaratmak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla 660 milyon dolarlık bir finansmanın onaylandığı ifade edildi. Bu finansman, elektrifikasyon ve modernizasyon çalışmaları ile birlikte Türkiye’nin demir yolu taşımacılığını geliştirmek için önemli bir adım teşkil etmektedir.
Proje bağlamında, dizel motorlu trenler yerine Sivas’ın Divriği ilçesi ile Kars arasındaki 660 kilometrelik tamamen elektrikli bir demir yolu hattının inşa edileceği belirtilirken, bu hattın 4 ili kapsayacağı ve demir yolu güzergahında yaşayan yaklaşık 600 bin kişinin yaşam standartlarını iyileştireceği bildirildi. Proje, yerel işletmelere ve tarım sektörüne de önem sağlayarak, ekonomik kalkınmayı destekleyecektir.
Proje tamamlandığında, demir yolunun yük taşıma kapasitesinin yıllık olarak yaklaşık 750 bin tondan 20 milyon tona çıkacağı kaydedildi. Bu durum, Türkiye’deki mal taşımacılığının çoğunluğunu oluşturan kara yoluna bağımlılığı azaltarak, ulaşım süreleri ve lojistik maliyetleri üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır. Böylece Türkiye’nin batısı ile doğusu arasındaki bağlantı imkanları da iyileşmiş olacaktır.
Ayrıca, kara yolu ile yük taşımacılığının ulaştırma sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 50’sinden sorumlu olduğu belirtilirken, yük taşımacılığının karbonsuzlaştırılmasının Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından büyük bir önem taşıdığı ifade edildi. Avrupa Birliği’nin 2026 yılında karbon yoğun ürünlere tarifeler uygulamaya başlayacağı hatırlatılarak, Türk ihracatçılarının karbon ayak izini azaltmasının önemi vurgulandı.
Açıklamada, 2030 yılında projenin tamamen hayata geçmesiyle birlikte yıllık 72 bin 332 ton karbon emisyonunun önlenmesinin beklenirken, bu rakamın 2060 yılı itibarıyla 245 bin 835 tona ulaşmasının öngörüldüğü belirtildi. Bunun yanı sıra, yolcu ve yük taşımacılığı için bağlantı olanaklarının geliştirilmesinin, Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars gibi illerde önemli sosyoekonomik faydalar sağlaması beklenmektedir.
Bu illerin aşırı hava olaylarına karşı maruz kaldıkları göz önünde bulundurulduğunda, sel, heyelan ve orman yangınları gibi olayların etkilerine dirençli bir altyapının acilen kurulmasının gerekliliği de ön planda. Dünya Bankası’nın Türkiye’de Orta Koridor’un genişletilmesine destek vermek amacıyla başka kalkınma ortakları ile birlikte çalıştığı açıklanmış, İslam Kalkınma Bankası ve Asya Kalkınma Bankası’nın da projeye ek finansman sağladığı hatırlatılmıştır.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, “Türkiye, demir yolu bağlantılarını modernize ederek ve genişleterek yerel ekonomileri canlandırmanın yanı sıra yetersiz hizmet alan bölgelerde istihdam yaratma noktasında da önemli adımlar atabilir.” şeklinde bir değerlendirme yaptı. Proje ekibi liderlerinden Murad Gürmeriç de “Ekonomik olarak geride kalan bölgelerle iklime dirençli bağlantı olanaklarının geliştirilmesi, istihdamın yaratılması ve piyasalara daha iyi erişim imkanı sağlanması, kadınlar, gençler ve kırılgan topluluklar için büyük faydalar sunacaktır.” yorumunda bulundu.