Türkiye’de diyabetin neden olduğu sağlık sorunları ve bu sorunların beraberinde getirdiği böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz tedavisine ihtiyaç duyan binlerce insan, zorlu bir tedavi süreciyle yaşam mücadelesi veriyor. Bu durumu yaşayan hastalardan biri olan 67 yaşındaki Ara Arsenyan, 14 yıl önce hipertansiyon ve ardından da diyabet tanısı aldı. Yedi yıl süresince uyguladığı diyet sayesinde hipertansiyonunu kontrol altına almaya çalışan Arsenyan, diyabete bağlı olarak gelişen böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize girmeye başladı.
Hastalığına rağmen 7 yıldır normal hayatına devam etmeye çalışan Arsenyan, diyalizle kurtulmayı umduğu böbrek nakli için beklerken motosiklete olan tutkusu ile gezmeyi ihmal etmiyor. Hayatından vazgeçmeden ve zorluklara karşı mücadele ederek yaşamını sürdüren Arsenyan, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine 7 yıllık süreçten kesitler aktardı.
Gezmeyi çok sevdiğini ve emekliliği sayesinde zamanını daha iyi değerlendirebildiğini belirten Arsenyan, “Ben 7-8 yıl boyunca diyetle bu süreci idare ettim ama daha sonra diyalize başlamam gerekti. Diyet dönemim oldukça zorluydu; kısıtlı yemeklerle beslenmek zorundaydım.” ifadelerini kullandı.
“Hayatımda üzüntüye hiç yer vermiyorum”
Perhiz dönemi boyunca yemeklerine dikkat eden Arsenyan, eşinin desteğinin bu süreçte büyük önem taşıdığını dile getirerek, ailesinde bu hastalıkların olmadığına dikkat çekti. Diyabet ve hipertansiyonun bir arada bulunmasının zorluk getirdiğini ifade eden Arsenyan, “Diyabet ve hipertansiyon birleşince sonuç diyaliz oldu. Aslında bu durumun yemekle de ilgili olduğunu düşünmüyorum. Aşırı yemek yiyemem, tatlı da yemem ama yine de diyabetle mücadele ediyorum.” dedi.
Haftanın üç gününü diyaliz tedavisi ile geçiren Arsenyan, hayata karşı daima pozitif bir tutum benimsediğini ve şu an böbrek nakli listesinde bulunduğunu belirtti: “Ben çok çabuk konsantre olabilirim. Hayatımda üzüntüye yer vermiyorum. Bazı insanlar zorluklar yaşıyor ama bu bence kişisel bir yapı meselesi.” şeklinde konuştu.
Aynı durumda olan diğer diyaliz hastalarına da cesaret vererek, “Kimse bu süreçleri fazla kafalarına takmasın; bu bir yaşam tarzı haline gelmeli. Nakil için listede yer alıyorum, nakli bekliyorum. Haftada üç gün gidiyorum ama çok da etkilenmiyorum; herkesin durumu farklı.” dedi.
“Şeker tüketiminde değil, daha iyi şeylerde şampiyon olmalıyız”
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Türk toplumunun şeker tüketimi konusundaki alışkanlıklarına dikkat çekerek, “Nüfusumuzun %14.5’i diyabet hastası. Bunlardan 63 bin kişi diyalize girmek zorunda kalıyor ve bu hastaların %40’ının böbrek yetmezliğine neden olan en belirgin etken diyabet. Tuz tüketimini azaltmayı başardık ama şeker konusunda aynı başarıyı yakalayamadık.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Erk, Türkiye’nin dünyada diyabet hastası sayısı ile şeker tüketimi açısından üçüncü sırada olduğunu söyleyerek, günde ortalama 150 gram şeker tüketildiğini ve bunun yaklaşık 40 küp şekerle eşdeğer olduğunu ifade etti. Sağlıklı nesiller için şeker tüket
