Kahramanmaraş Merkezli Depremin İkinci Yıl Dönümü
Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen deprem, bugün ikinci yıl dönümünü kutluyor. Bu felaket, ülke genelinde derin yaralar açan ve 50 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan bir trajedi olarak hafızalarda yer alıyor. Anma törenleri, depremzedelerin acısını paylaşmak ve hayatını kaybedenleri anmak amacıyla, gece boyunca birçok farklı bölgede düzenlendi.
Adıyaman’da gerçekleştirilen anma etkinliğine, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Tunç Soyer de katılarak destek verdi. Soyer, bu tür etkinliklerin önemine vurgu yaparak, kaybettiklerimizi daima anmamız gerektiği mesajını verdi. Bu acı olayın üzerinden geçen zamana rağmen, yaşananların derin etkisi hala devam ediyor.
Soyer, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, depremin ardından yaşananları unutmayacaklarını ifade etti. Özellikle, çadır satanlar, deprem vergilerini sıfırlayanlar ve ihmallere sessiz kalanlar gibi kişi ve durumları hatırlatarak, “Yaşadığımız büyük acı hafızamızda, yüreğimizde… Adıyaman’dayız” dedi. Bu cümleler, yaşanan acının ve kaybın sadece belirli bir zamanda değil, her zaman hatırlanması gerektiği inancını taşıyor.
“O büyük yıkım ve onbinlerce kayıp asla kader değildi!” diyen Soyer, yaşanan ihmal ve sorumsuzluklarla ilgili keskin ifadeler kullandı. “Hayat hatıradır, unutursan ölürsün” sözleriyle, kayıplarımızı unutmamam gerektiğinin altını çizen Soyer, deprem sonrası yaşananların tekrar yaşanmaması için mücadelelerinin devam edeceğini vurguladı. “İhmallere karşı susanları, yer ve gök utanırken utanmayanları; çadır satanları, deprem vergilerini sıfırlayanları, imar affını çıkartanları ASLA UNUTMAYACAĞIZ!” şeklindeki ifadeleri, toplumsal bir hatırlatmanın yanı sıra bir tür toplumsal bilinçlenmeye de işaret ediyor.
Bu tür anma etkinlikleri, yalnızca kaybettiklerimizi anmak için değil, aynı zamanda gelecekte benzer felaketlerin yaşanmaması için gereken önlemleri almak adına bir fırsat sunduğu için de önem taşıyor. Soyer, tüm kaybettikleri için rahmet dilerken, sevdiklerini kaybedenlere de sabırlar diledi. Bu acıların hafızalarda tazeliğini koruduğu bir dönemde, toplumsal bir dayanışmanın gerekliliği gözler önüne seriliyor.
Sonuç olarak, bu tür etkinlikler toplumun hatırlama ve unutmama sorumluluğunu artırırken, geleceğe dair umut ve mücadele ruhunu da canlı tutuyor. Deprem gibi büyük trajedilerin bir daha yaşanmaması için alınacak dersler, daha sağlam bir yapılaşma ve bir toplum bilinci yaratma konusunda önemli bir adım olacaktır.