1. Haberler
  2. SPOR
  3. Demirtaş’ın Mücadelesi: Umut ve Dayanışma

Demirtaş’ın Mücadelesi: Umut ve Dayanışma

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Anadolu ve Selahattin Demirtaş: Umutsuzluğa Karşı Direniş

“Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçeride, dışarıda, derste, sırada,
Yürü üstüne – üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile,
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan, rüsva etme beni.”

Bu hafta yazıma, Türk edebiyatının önemli isimlerinden Ahmet Arif’in “Anadolu” adlı şiiriyle başlamak istiyorum. Bu tercihimde, konum olarak ele aldığım Selahattin Demirtaş’ın durumu ve Arif’in eserinin ruhu arasında güçlü bir bağ olduğunu düşünüyorum. Ahmet Arif’in kaleme aldığı bu eser, adeta Demirtaş’ın seslendirdiği bir duyguyla dolu ve toplum olarak içinde bulunduğumuz zorlu süreçleri anlatıyor. Hem sabah, hem öğle, hem de akşam aç karna okumamız gereken bir mesaj barındırıyor.

Yazıyı kaleme aldığım gün, Selahattin Demirtaş’ın doğum günüydü. Demirtaş, hapis yattığı süreç içerisinde küçük kızı Dılda dokuz, büyük kızı Delal ise on üç yaşındaydı. Türkiye’de doğmuş, büyümüş ve insan hakları savunuculuğu yapmış bir siyasetçi olarak, sadece bir partinin Eş Genel Başkanı değil, aynı zamanda hukuk alanında yarattığı etkiyle de tanınan biri. Demirtaş, yargılamalar ve gözaltı süreçleri sonrası dokuz yıldır siyasi tutuklu olarak cezaevinde bulunuyor.

Hâlâ belirli suçlamalarla cezaevinde tutulan Demirtaş, Ankara Hukuk Fakültesi mezunu. Eğitim sürecinde ya da hukuk kariyerinde hiçbir engelle karşılaşmamış olmasına rağmen, adeta bir iktidar muhalifi olarak hapse atılmıştır. Avukatlık yapmaya başladığında da kendini sadece para kazanmaya odaklamaktansa, toplumsal meselelerle ilgilenen bir yol seçti. Normalde birçok siyasetçi gibi kendisine yalnızca menfaat sağlayan bir kariyer izleyebilirdi, fakat Demirtaş toplumsal adalet için çaba harcayan bir figür oldu.

2014 yılında Cumhurbaşkanı adayı olması ve yaklaşık 6,5 milyon oy alması, onun halk içerisindeki etkisini gösteriyor. Ancak hapiste geçen dokuz yıl, ailesiyle birlikte gençlikleri oldukça etkileyen bir zaman dilimi olarak kayıtlara geçmiştir. Demirtaş’ın bu süreçte karşılaştığı zorluklar ve özellikle kızı Delal ve Dılda’nın babasız geçen çocuklukları, sadece ailesini değil, toplumu da sarsmıştır. “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla mücadelesi, zaman içinde değişmeyen bir gerçeği ortaya koymaktadır.

Bu ülkenin tarihi, kendini toplumun iyiliği için feda eden bireylerle dolu. Fakat ne yazık ki, bu naif ve cesur insanların çoğu ya hapiste ya da toplumun dışına itilmiş durumda. Selahattin Demirtaş’ın maruz kaldığı zulüm, birçok benzerini gölgede bırakıyor. Ekrem İmamoğlu gibi birçok muhalefet lideri de, Demirtaş’ın yaşadığı adaletsizlikten etkilenerek, benzer bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyor. Bir zamanlar “terörist” denilerek içeride tutulan bir insan, bugün benzer düşünceye sahip olan başka insanları da hapsediyor.

Gelecekte bu suskunluk ve kayıtsızlık devam ederse, tekrar benzer trajik olaylarla karşılaşmamamız için bir sebep kalmayacak. Son olarak, umutsuzluk içerisinde bile bir umut ışığı bulmak gerek. Selahattin Demirtaş’ın yeni romanı “Jamal”,

Demirtaş’ın Mücadelesi: Umut ve Dayanışma
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!