1. Haberler
  2. SPOR
  3. Çocuk Suçlular: Adaletin Sınırları Nereye Kadar?

Çocuk Suçlular: Adaletin Sınırları Nereye Kadar?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Artık şiddetin değil, adaletin kahramanlaştırıldığı bir düzen şart, diyeceğiz ama, ülkede adaletin neresinden tutsak tel tel dökülüyor, elimizde kalıyor!

Türkiye’de son yıllarda hızla artan çocuk suçu olayları, toplumun adalet sistemi üzerine düşünmeye zorlamakta. Çocuk suçlular, işledikleri vahşet sonrasında “Nasılsa yaşım küçük, cezam hafifler” düşüncesiyle hareket ediyorlar. Bu durum, birçok gencin suça yönelmesine ve karşılaştıkları ceza sisteminin bu suçu ödüllendirircesine yetersiz kalmasına neden oluyor.

Cezadan muaf olmanın getirdiği özgüven ile hareket eden bu gençler, cezaevinden çıktıklarında kendilerini “küçük mafya lideri”“güç gösterisi” olarak değerlendirmelerine yol açıyor.

Bu bağlamda, Türk Ceza Kanununda 18 yaşın altında işlenen suçlara uygulanan ceza indirimi, suça eğilimli gençlerin “istediğimi yaparım, sonuçta çocuğum” düşüncesine sahip olmalarına zemin hazırlıyor. Bu durum, adalet sisteminin nasıl bir çatlak içerdiğini gözler önüne seriyor.

“Bütün çocuklar masumdur” algısı, birçok insanın çocuklara yönelik romantikleştirilmiş görüşlerinden kaynaklanıyor. Ancak tarih, bu genellemeyi zorlayan pek çok istisna ile dolu. Çocukların işlediği vahşi cinayetlere diğer ülkelerden birkaç örnek vermek gerekirse:

  • Mary Bell (1968): 11 yaşındayken iki küçük çocuğu vahşice öldürdü ama mahkemede “doğuştan psikopat” olarak tanımlandı; yetişkin şartlarında yargılanmadı.
  • Eric Smith (1993): 13 yaşında 4 yaşındaki bir çocuğu sert bir nesneyle öldürdü; zorbalığa uğradığı gerekçesiyle savunuldu.
  • James Bulger (1993): İki 10 yaşındaki çocuk, 2 yaşındaki James’i kaçırıp işkence ederek öldürdü; kısa bir süre sonra kimlikleri değiştirilip serbest bırakıldılar.

Türkiye’de de benzer durumlardan kaçınılmaz hale geldi. Örneğin, -Martcan G. Cinayeti (2023) olayında, İzmir’de 15 yaşındaki bir lise öğrencisi tartıştığı arkadaşını bıçaklayarak öldürdü; “Beni sinirlendirdi, öldürdüm” diyerek sadece 9 yıl ceza aldı. Başka bir örnek, -İzmir’de anne cinayeti (2021): 16 yaşındaki bir genç, annesini 50 bıçak darbesiyle öldürdü ve “Bilgisayar oyunu oynamama karışmasaydı ölmezdi” diyerek pişmanlık bile göstermedi. Yine 18 yaş altı olduğu için ağırlaştırılmış müebbet değil, sadece 24 yıl ceza aldı.

-Ankara’da öğretmen cinayeti (2019): Disiplin cezasına öfkelendiği için bir lise öğrencisi, öğretmenini bıçaklayarak öldürdü ve sadece 10 yıl ceza aldı.

-İstanbul’da arkadaş cinayeti: 14 yaşındaki bir çocuk, oyun tartışması yüzünden arkadaşını defalarca bıçaklayarak öldürdü; cezası ise sadece 5 yıl sonra şartlı tahliye olabileceği şekilde belirlendi.

Artık bu “küçüktür bilmez” mantığı yerine “suçun yaşı olmaz” anlayışı benimsenmelidir.

Çocuk Suçlular: Adaletin Sınırları Nereye Kadar?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!