Sendika.org’un haberine göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan 23 bin işçinin grevi, altıncı gününde devam ederken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın aleni grev kırıcılığı çağrıları büyük bir tartışma yarattı. Bu durum, diğer belediyelerin işçilerine çöpleri toplatarak grev kırıcılığı yapan Tugay’ın, dün yaptığı konuşmada, grev kırıcılığına, eşitsiz ücret dayatmasına ve işçilerin mücadelesini karalamaya yönelik çabalarına devam edeceğini açıkça belirtmesiyle daha da gün yüzüne çıktı.
Halkevleri, bu olaylara dair yaptığı açıklamada, Cemil Tugay’a iktidarın işçi düşmanı taktiklerinden vazgeçme çağrısında bulundu. Halkevleri, aynı işi yapan diğer şirket işçileriyle eşit maaş almayı istemenin son derece meşru bir talep olduğunu belirtti ve grev kırıcılığının suç olduğunun altını çizdi. Bu bağlamda, Halkevleri, Cemil Tugay’ın danışmanlarının AK Parti ile ilişkisini göz önünde bulundurarak “Bu yöntemleri onlardan mı öğreniyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Elif Demirci İşleğen’den mi yoksa Engin Sarıkaya’dan mı?
Açıklamanın tamamı ise şu şekilde ifade edildi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, Belediye Başkanı Cemil Tugay’a sesleniyoruz. Saray iktidarının taktiklerinden vazgeçin. Halkı işçilere karşı kışkırtmayı bırakın. İzmir’in grevci işçilerine çok görülen ücretler, aynı belediyenin farklı iştirak şirketlerinde aynı işleri yapan işçilere zaten ödenmektedir. Grevci işçilerin ‘Eşit işe eşit ücret!’ talebinden daha meşru bir talep olamaz. Grev, üretimden gelen gücü kullanmaktır ve anayasal bir haktır! Grev kırıcılığı, işçinin bu hakkını kullanmasını engellemektedir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, grev kırıcılık yaparak işçilerin haklarına saldırmakta ve kamuoyu algısı yaratarak halk ile işçileri karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır.”
Ayrıca Halkevleri, bu yöntemlerin kimden öğrenildiğini sorgularken, Cemil Tugay’ın başkan adayı olduğu dönemde Binali Yıldırım’ın basın danışmanlığını yapan Elif Demirci İşleğen ile birlikte, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın döneminde sosyal medya danışmanı olan Engin Sarıkaya’ya da dikkat çekti. Bu bağlamda, bu danışmanların ilişkilerinin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarındaki etkisi sorgulanmaktadır.
Örgütlü ve mücadele eden işçilerin insanca yaşamaya yetecek ücret talebinin önemine vurgu yapan Halkevleri, bu ülkenin zenginliklerinden üretim yapanların hak ettiği payı alabilmesi için ortak bir mücadele inşa edilmesi gerektiğini ifade etti. Yoksullaştıran Saray iktidarına ve onun taklitçisi olan belediye patronlarına karşı birleşmenin gerekliliği dile getirildi. “Birbirimizin rakibi değiliz, birlikte güçlüyüz” denilerek emek mücadelesinin öneminin altı çizildi.
Kaynak: Haber Merkezi
