Amerikan kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla düzenlenen basın brifinginde, Beyaz Saray Sözcüsü Leavitt, Rusya-Ukrayna savaşı konusundaki gelişmeleri değerlendirdi. Bu bağlamda, savaşın, ABD Başkanı Joe Biden‘ın politikaları sonucu başladığını savunarak, eğer Donald Trump başkanlık görevinde olsaydı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in bu savaşı başlatmayacağını öne sürdü.
Leavitt, Trump’ın Ukrayna ve Rusya arasındaki karmaşık duruma dair iyimser olduğunu fakat bunun yanında gerçeği de yansıttığını belirtti. İki ülke arasında bir an önce barış anlaşmasına varılması gerektiğini, müzakerelerin hızlandırılması gerektiğini dile getiren Leavitt, “Artık yeter. Başkan, bu krizin savaş alanında değil, müzakere masasında çözülmesini istediğini açıkça ifade etti,” dedi. Leavitt’e göre, her iki taraf da kamuoyuna açık bir şekilde ateşkes ve tavizler önerdi ve bu durum, kalıcı bir ateşkes talebini gündeme getirmekte.
Ukrayna’nın Nadire Toprak Elementleri Anlaşması
Leavitt, Ukrayna’nın nadir toprak elementleri anlaşması için de önemli bir vurgu yaptı. Bu anlaşmanın imzalanmasından emin olduğunu belirten Leavitt, bunun Ukrayna’nın onayıyla gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti. Anlaşmanın her iki tarafın da ekonomik fayda sağlayacağı bir adım olduğunu kaydederek, hem ABD hem de Ukrayna için kazançlı bir durum oluşturacağını belirtti.
Diğer yandan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 25 Nisan 2023 tarihinde, ABD Başkanı Donald Trump‘ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff‘u Moskova’da kabul ederek, Ukrayna krizinin çözümü üzerine görüş alışverişinde bulundu. Önceki hafta gerçekleştirilen bu görüşmenin sonrasında Beyaz Saray, söz konusu toplantıların oldukça verimli geçtiğini kaydetmişti.
Sonuç olarak, Leavitt’in açıklamaları, ABD yönetiminin Rusya-Ukrayna çatışmasını çözmek için diplomasi yolunu benimsediğini ve iki taraf arasında kalıcı bir barış sağlamayı hedeflediğini gösteriyor. Barış sürecinin hızlandırılması gerektiği vurgusu, mevcut şartlarda uluslararası ilişkilerin ne denli hassas ve kritik olduğunu ortaya koyuyor. Beyaz Saray’ın bu çabaları, gelecekteki olası barış görüşmelerinin zeminini hazırlamakta önemli bir rol oynamaktadır.