Yıllarca yaşadığımız acıların, çektiğimiz cefaların tümü memlekete feda olsun. Ancak hiçkimse bize aynı süreçleri yeniden yaşatmayı dayatamaz.
Yaklaşık 40 yılı aşan terör illetinin bitmeye yakın olduğu dönemlerde geldiler iktidara. Bebek katili Apo yakalanıp Türkiye’ye teslim edildiği süreçte de idamını istiyordu yüce Türk milleti. Bu süreçte yaşananlar ve Devlet Bahçeli’nin aktör olduğu süreçte idamın kaldırılması sonucu yıllardır besliyoruz bu katili.
Bugün geldiğimiz noktada iktidarın stepne lastiği görevine soyunan Devlet Bahçeli tarafından yapılan açıklama kabul edilebilir değildir.
Tüm bu yaşananların üzerine Özgür Özel tarafından yapılan talihsiz açıklamayı da anlamlandıramıyorum. Havuz medyası ile iktidar kendisine suç ortağı ararken kurduğun her cümleyi üç dört kere düşünmeniz gerekiyor Sayın Özel.
Bu süreçte kimler ne yaptı ne etti biraz bekledim. Bu saate kadar yapılan açıklamalarda dişe dokunur tek açıklama Mansur Yavaş tarafından yapıldı.
Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’ın açıklamaları ile Muharrem İnce’nin açıklamaları yeni bir yol mu açacak siyasette bunu izleyip göreceğiz. Türk Milletinin beklediği reaksiyonu veren Mansur Yavaş-Ümit Özdağ-Muharrem İnce bir araya gelir mi? Yeni bir yol haritası çizilir mi?
Ha bu arada “Ne kandil dağı ne domuz bağı” “Cehennemin kapılarını kapatacağım” diye seçim döneminde meydanlarda gezen bir arkadaş vardı. Onu gören duyan oldu mu? Sayesinde bugün geldiğimiz noktadan acaba mutlu mu? Toplumsal muhalefet bloğunu paramparça eden bu şahıs sayesinde şu an Türkiye siyasetine “Hem Kandil dağı hem domuz bağı” hakim…
Yaşanan tüm bu olayların üzerine size sadece bir hatırlatma yapacağım. Çünkü durumu daha iyi özetleyen bir şey yok…
ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal Atatürk