Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine yaptığı açıklamada, aort damar hastalıklarının genellikle ani gelişimi ve fatal sonuçları olabileceğine dikkat çekti. Özellikle aort diseksiyonu vakalarının, erken tanı ve müdahale gerektirdiğini vurguladı.
Aortun, vücudun en büyük ve hayati damarı olduğunu belirten Okuyan, bu damar aracılığıyla kalpten çıkan temiz, oksijen açısından zengin kanın tüm vücuda dağıtıldığını açıkladı. “Aort, kalbin sol tarafından çıkar, önce kalbi besleyen koroner arterleri verir, ardından kollara, beyne ve daha sonra aşağı inerek tüm organlara kadar kanı taşır.” şeklinde konuştu.
Okuyan, aort diseksiyonunun, aort damarının iç tabakasının yırtılması ile başladığını ifade ederek, “Kan, basınçla damar duvarının orta katmanına sızar ve iki tabakayı ayırarak damar duvarında ikinci bir lümen oluşturur. Bu yalancı lümen, gerçek lümenle intimal flep adı verilen bir tabakayla ayrılır.” diye ekledi.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🟢 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🟢 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Aort anevrizmasının, damar duvarının zayıflaması sonucu oluşan bir genişleme ve balonlaşma olduğunu ifade eden Okuyan, “Diseksiyondan farkı burada bir yırtılma olmamasıdır. Ancak diseksiyon vakalarının büyük bir kısmı aort anevrizması olan hastalarda gelişmektedir. Bu iki hastalık sıkça birbiriyle ilişkilidir.” dedi.
Aort diseksiyonları genellikle ani başlayan ve şiddetli göğüs, sırt veya karın ağrısı ile ortaya çıkar. Bayılma, nefes darlığı, bulantı, terleme ve kuvvet kaybı gibi belirtiler de görülebilir. İlk kısımdaki diseksiyonlarda ölüm riski oldukça yüksektir; birçok hasta hastaneye ulaşamadan hayatını kaybetmektedir.
Ülkeye Başvuran Aort Hastaları
Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, aort damarının kökünden sol kola giden subklavian damara kadar olan bölgelerdeki yırtıkların genellikle acil açık cerrahi gerektirdiğini belirtti. Bu tür ameliyatların 8 saate kadar sürebileceğini ifade etti.
Okuyan, Türkiye’de aort ameliyatlarının birçok ilde, kamu ve özel sektörde başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini belirtti. “Türk hekimleri gerek açık cerrahide gerekse kapalı yöntemlerde oldukça deneyimlidir. Her yıl 6 bin ile 7 bin arasında vaka tedavi edilmektedir. Yurt dışından birçok hastanın aort tedavisi için ülkemize başvurduğu gözlemlenmektedir.” şeklinde konuştu.
Aort Hastalıklarında Cinsiyet Farkı ve Riskler
Aort hastalıklarının erkeklerde kadınlara oranla 2-