Dünya Meteoroloji Örgütü’ne göre, Temmuz 2023’ten itibaren süregelen El Nino hava fenomeni dolayısıyla başta Zambiya, Malavi, Zimbabve, Mozambik, Namibya, Angola, Botsvana ve Lesotho olmak üzere, Afrika’nın güneyinde son 40 yılın en ciddi kuraklığı yaşanıyor.
Kuraklık yüzünden Nisan ayında son beş yılın en kötü tarım hasadını yaşayan bu ülkeler, gıda rezervlerinin azalmasıyla büyük bir gıda kriziyle karşılaşma riski taşıyorlar.
Ayrıca, yetersiz beslenme ve su sıkıntısı nedeniyle gelecek aylarda bölgede salgın hastalıkların artması beklenmekte.
22 milyondan fazla insan gıda güvenliği tehdidi altında
Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) verilerine göre, kuraklıktan en ağır biçimde etkilenen Zambiya, Malavi, Zimbabve, Mozambik, Angola, Namibya, Lesotho ve Botsvana’nın toplam nüfusu 130 milyona ulaşmakta.
Bu nüfusun yarısını oluşturan 68 milyon insan, kıtlık ve kuraklık nedeniyle çeşitli düzeylerde yardıma ihtiyaç duymaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 14 Ekim’de yayımladığı “Güney Afrika’da Kıtlık” başlıklı rapora göre, bölgede 22 milyondan fazla kişi yüksek düzeyde gıda güvensizliği ile yüz yüzedir.
Raporda, Nisan 2025’teki gelecek hasat dönemine 6 ay kala, bölge ülkelerinin yetersiz gıda stoklarının kritik seviyeye ulaştığına vurgu yapıldı.
Bu durumun, bu aydan itibaren 15 milyon insanın acil gıda yardımı ihtiyacı duymasına yol açacağı belirtilen raporda, gelecek ay başlayacak ciddi insani kriz tehdidi dile getirildi.
Raporda, bölgedeki 2 milyon çocuğun akut besin yetersizliği yaşadığı ve bunlardan 500 bininin aşırı zayıf olduğu ifade edildi.
Gıda krizinden en fazla etkilenen ülkeler
DSÖ verilerine göre, kuraklık ve kıtlık nedeniyle olağanüstü hal ilan eden 6 Güney Afrika ülkesi, yani Zambiya, Malavi, Zimbabve, Namibya, Lesotho ve Botsvana, diğer bölge ülkeleri Mozambik ve Angola ile birlikte en derin etkileri hisseden ülkeler arasında yer alıyor.
Yüksek düzeyde gıda güvensizliği yaşayan 5,8 milyon kişilik nüfusuyla Zambiya, kıtlıktan etkilenenler arasında ilk sıradadır.
Zambiya’yı 5,7 milyon kişiyle Malavi, 4,4 milyon kişiyle Zimbabve, 3,3 milyon kişiyle Mozambik, 1,5 milyon kişiyle Angola, 1,2 milyon kişiyle Namibya, 400 bin kişiyle Botsvana ve 37 bin kişiyle Lesotho takip etmektedir.
Salgın hastalıklar artabilir
Bölgedeki su kaynaklarının kuruması nedeniyle milyonlarca insan su sıkıntısı çekiyor.
İçme ve kullanma suyuna erişimin kısıtlı olması, su kaynaklı hastalıkların yayılma riskini arttırmaktadır.
DSÖ’nün raporunda, yeterli beslenme ve zor yaşam koşullarıyla birlikte, önümüzdeki aylarda kolera, sıtma, çocuk felci, tüberküloz ve kızamık vakalarında artış yaşanabileceği öngörülüyor.
Enerji krizi
Bölge ülkelerinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını hidroelektrik santrallerinden karşıladığı düşünüldüğünde, kuraklık aynı zamanda bir enerji krizi riski taşımakta.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) Eylül ayında yayımladığı rapora göre, Eylül itibarıyla barajlardaki doluluk oranı %30’a gerileyen Namibya’da, günde 21 saat süren elektrik kesintileri yaşanmaktadır.
Zambezi Nehri üzerindeki Kariba Barajı’nda su seviyesinin %8’in altına düşmesi sebebiyle, elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını buradan karşılayan Zambiya’da ise günlük ortalama 3 saat elektrik verilebilmektedir.
Yağış sezonu yaklaşmakta
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün tahminlerine göre, gelecek ay itibarıyla bölgenin “La Nina” hava olayı etkisi altına gireceği öngörülüyor.
El Nino hava fenomeninin neden olduğu kuraklığın tam tersine, La Nina hava durumu bölgedeki ortalama yağış miktarını artırma potansiyeline sahiptir.
Bu gelişme, su kaynaklarının yenilenmesi açısından olumlu olsa da, aynı zamanda sel ve su taşkınlarına neden olabileceği ve bu durumun tarımı olumsuz yönde etkileyebileceği düşünülmektedir.
Ayrıca, Güney Afrika’nın bu kuraklık sorunundan kurtulmak için gelecek yıl Nisan ayında yapılacak olan hasadı beklemesi gerekecek.