ABD Ticaret Bakanlığı, 2023 yılı temmuz-eylül dönemine ait cari işlemler dengesi verilerini kamuoyuna açıkladı. Bu verilere göre, ABD’nin cari işlemler açığı, yılın üçüncü çeyreğinde, bir önceki çeyreğe kıyasla belirgin bir artış göstererek, 310,9 milyar dolara yükseldi. Bu, %13,1’lik bir artış anlamına gelirken, piyasalarda bu dönemde beklenen cari açık değeri ise yalnızca 286 milyar dolar olarak öngörülmüştü.
Yılın ikinci çeyreğinde ise ABD’nin cari açığı 275 milyar dolar olarak kaydedilmişti. Bu durum, ülkenin dış ticaretinde yaşanan dengesizliklerin ve artan ithalat oranlarının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Cari açık, bir ülkenin dış ticaretinde ithalatın ihracattan fazla olduğunu göstermektedir ve sürdürülebilir bir ekonominin önemli bir göstergesi olan bu durum, uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Ayrıca, ABD’nin cari açığının Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH) ile oranı da gözlemlenmiştir. Ülkedeki bu oran, üçüncü çeyrekte %4,2 olarak hesaplandı ki bu, 2022’nin ilk çeyreğinden bu yana kaydedilen en yüksek değer olma özelliğini taşımaktadır. Önceki çeyrek ile karşılaştırıldığında, bu oran yılın ikinci çeyreğinde %3,7 seviyesindeydi.
Artan cari açık, uluslararası yatırımcıların gözünde ABD ekonomisinin büyüme potansiyeli ile ilgili soru işaretleri yaratabilir. Özellikle, cari işlemler açığının bu kadar yüksek olması, yatırımcıların ve ekonomik analistlerin endişelerine yol açmakta, bu da ABD Doları’nın değerini etkileyebilecek unsurlar arasında yer almaktadır. Yüksek cari açık, genellikle bir ülkenin dış borcunu artırması ve bunun sonucunda da ekonomik istikrarında bozulma olasılığını artırması açısından önemli bir risk taşır.
Özetle, ABD’nin 2023 yılı üçüncü çeyrek cari işlemler açığı verileri, piyasa beklentilerinin çok üzerinde bir düzeye ulaştı. Bu durum, ülkenin ekonomik sağlığı ve mümkün olabilecek gelecekteki ekonomik politikalarının nasıl şekilleneceği konusundaki tartışmaları alevlendirebilir. Uzmanlar, cari açığın yönetilmesi ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme sağlanması için gerekli adımların atılması gerektiğini vurguluyor; aksi takdirde, bu açığın artış göstermesi durumunda, ABD ekonomisi için ciddi tehlikelerin söz konusu olabileceğini belirtiyorlar.