ABD ekonomisi, Aralık ayında tarım dışı istihdam verileri açısından kayda değer bir yükseliş gösterdi. Bu dönemde, istihdam verisi 256 bin kişilik bir artışla, piyasa beklentilerinin önemli ölçüde üstünde bir performans sergiledi. Bu sayı, Mart ayından bu yana kaydedilen en yüksek artış olarak öne çıkarken, aynı zamanda finans piyasalarında dalgalanmalara ve ABD Merkez Bankası (Fed) para politikası üzerindeki beklentilerin yeniden değerlendirilmelerine yol açtı.
İşsizlik Oranı Beklentilerin Aaltında Kaldı
ABD Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, işsizlik oranı yüzde 4,1 olarak kaydedildi ve ekonomistlerin yüzde 4,2 şeklindeki tahminlerinin altında gerçekleşti. Tarım dışı istihdam artışının 256 bin seviyesine ulaşması, aynı zamanda istihdam piyasasında güçlü bir büyümenin göstergesi olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu süreçte ortalama saatlik kazançların aylık bazda yüzde 0,3, yıllık bazda da yüzde 3,9 oranında artış göstermesi, ekonomistlerin yıllık bazda yüzde 4’lük bir artış bekledikleri inancının dalgalanmasına neden oldu.
Piyasalar ve Para Politikası Beklentileri
Açıklanan bu veriler, finans piyasaları üzerinde kayda değer bir etki yarattı. Özellikle riskli varlıkların baskı altında kaldığı ve tahvil piyasasında geniş bir satış dalgasının yaşandığı gözlemlendi. Bloomberg Dolar Endeksi ise güçlü bir yükseliş kaydederek, ABD Doları’nın değer kazanmasını sağladı. Bu gelişmelerle birlikte, Fed’in faiz politikası üzerindeki beklentilerde de değişiklikler yaşandı. Piyasalarda, Ekim ayına doğru faiz indirimi beklentilerinin önemli ölçüde artarak yüzde 100 olasılıkla fiyatlanmaya başlandığı kaydedildi.
İstihdamdaki Güçlü Performans Ne Anlama Geliyor?
Ekonomi uzmanları, tarım dışı istihdamda görülen bu belirgin artışın, ABD ekonomisinin güçlü istihdam kapasitesini koruyabildiğini gösterdiği görüşündeler. Ancak, işsizlik oranındaki düşüş ve ortalama kazançlardaki sınırlı artış, Fed’in faiz politikası kararları üzerinde karmaşık etkiler yaratabilir. Özellikle, faiz indirimi beklentilerinin öne çekilmesi, Fed’in enflasyon ve büyüme hedeflerini dengelemek adına yeni bir strateji geliştirmek zorunda kalabileceği düşüncesini akıllara getiriyor.
Kaynak: Haber Merkezi
