Cumhuriyetçi Senatör Jackson’ın internet sitesinde yayımlanan yazılı açıklamaya göre, “ABD-Güney Afrika İkili İlişkilerinin İncelenmesi Yasası” isimli tasarının amacı, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinlemesine incelenmesi ve “Çin, Rusya ve İran gibi ABD’nin düşmanlarını desteklemeyi tercih eden” Güney Afrika hükümeti yetkililerine yaptırımlar uygulanması olarak tanımlandı. Bu tasarının, Güney Afrika’daki hükümetin uluslararası ilişkilerdeki tutumunu sorgulamak için bir araç olduğu ortaya konuldu.
Açıklamada, “Güney Afrika, Çin, Rusya, İran ve terör örgütleriyle işbirliği yaparak ABD ile ilişkisini açıkça terk etti ve bu ihanet ciddi sonuçlar doğurmalıdır,” ifadelerine yer verildi. Bu bağlamda, ABD’nin dünya çapındaki ikili ilişkilerini gözden geçirmesi gerektiği vurgulandı ve rakipleriyle işbirliği yapan ülkeler ile liderlerin sorumlu tutulması gerektiği belirtildi.
– ABD’nin Güney Afrika’ya Yaptırımları
ABD Başkanı Donald Trump, Güney Afrika’nın toplam 63 milyonluk nüfusunun yüzde 8’inden fazlasını oluşturan beyazların, “siyahlar tarafından liderlik edilen hükümetin ırk ayrımcılığından” etkilendiğini ileri sürmüştü. Bu beyaz topluluk, yüzyıllar önce bu bölgeye yerleşen Hollanda kökenli çiftçilerin torunları olarak bilinen Afrikaner etnik grubunu kapsamaktadır.
Beyaz Saray tarafından 7 Şubat tarihinde yapılan bir açıklamada, Güney Afrika’nın “2024 tarihli Toprak Kamulaştırma Yasası” nedeniyle, İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı “soykırım” davası ve İran ile olan “yakın ilişkileri” gerekçe gösterilerek, bu ülkeye yönelik yardımlara son verileceğine dair bir yürütme kararı alındığı kaydedildi. Trump, aynı zamanda Güney Afrika yönetiminin kendilerine kötü davranışta bulunduğunu öne sürerek, “beyaz Güney Afrikalı çiftçilere” vatandaşlık verilmesine yönelik bir teklifte de bulunmuştu.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 15 Mart tarihinde yaptığı açıklamalarında, Güney Afrika’nın Washington Büyükelçisi Ebrahim Rasool’un “istenmeyen kişi” ilan edildiğini duyurdu. Bu durum üzerine, Trump’ı kendi ülkesinde ve dünya çapında “beyaz üstünlükçü harekete” öncülük etmekle itham eden Rasool, ülkesine dönünce yaptığı açıklamada, ABD tarafından istenmeyen kişi ilan edilmesinin kendisi için “onur rozeti” olduğunu ifade etti.
ABD’nin Pretorya Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada ise, Beyaz Saray’ın Güney Afrika’daki beyaz azınlık grubunun yeniden yerleştirilmesi planı çerçevesinde, ABD’de mülteci statüsüyle ilgili 67 binden fazla kişinin isimlerinin kaydedildiği duyurulmuştu. Bu durum, uluslararası ilişkilerdeki gerilimi artırırken, Güney Afrika’nın uluslararası düzeydeki tepkisini de beraberinde getirmektedir. ABD-Güney Afrika ilişkilerinin, özellikle beyaz ve siyah topluluklar arasındaki dinamikler açısından nasıl bir evrim göstereceği merak konusu olmaya devam etmektedir.
