Batuhan KAYA/Agora Gündem- İzmir’deki Emek ve Demokrasi Güçleri, kamuoyunda bilinen Yenidoğan Çetesi’nin neden olduğu bebek ölümleri üzerine bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun istifası talep edilirken, sağlık sistemindeki özelleştirmelerin bu trajik olayların arkasındaki nedenlerden biri olduğu vurgulandı. Basın metnini, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel okudu.
Yüksel, sağlıkta özelleştirmenin bu üzücü olayların kökeninde yer aldığını belirterek şunları dile getirdi:
“Yaşanan acı gerçekler, yıllardır kamuoyunu ve sorumluları uyardığımız bir gerçeği net bir şekilde gözler önüne seriyor: Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde uygulanan politikaların halkın menfaatine olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçlar doğurduğu inkar edilemez bir durumdur.”
“Sorumlular cezasız kalmamalı”
Yenidoğan Çetesi üyelerinin hak ettikleri cezaları alması gerektiğini vurgulayan Yüksel, “Karşımıza çıkan bu ürkütücü tablo, hekimlik ilkeleriyle bir araya gelmeyen bir durumdur. Meslek etik kurallarını çiğneyen, hekimlik mesleğinin saygınlığını zedeleyen ve sağlık çalışanlarına olan güveni yok edenler, bebek ölümlerine sebep olanlar ve halkın sağlığını tehlikeye atanlar gereken cezaları almalıdır.” dedi.
“Bu kabus senaryosunu yöneticiler yarattı”
Yüksel, sağlık sistemindeki sorunları ve Yenidoğan Çetesi benzeri grupları, mevcut sağlık sisteminin yarattığı sorunlar olarak tanımlayarak, “Kamu yöneticileri, bu sistemin yarattığı korkunç durumu, görevini hakkıyla yerine getiren hekimler ve sağlık çalışanlarına yükleyerek suçu üstlerinden atma çabası içerisindedir. Gerçek, sağlığın dönüşüm programının toplum sağlığına olan yıkıcı tesiridir. Gerçek, koruyucu sağlık hizmetlerinin göz ardı edilmesidir. Gerçek, aşı ve ilaç temin edememektir. Gerçek, çökmekte olan bir sağlık sistemidir ve bunun sorumluları bellidir. Kamu yöneticileri ve sağlık müdürlüğü yetkilileri, görevlerini ihmal ettikleri için soruşturulmalıdır. Bu olayda ciddi bir denetim eksikliği olduğu konusunda pek çok kanıt mevcuttur. Yıllardır süregelen bu sistemin gerçek failleri kadar suçun geç ortaya çıkmasında katkısı olanlar da adalet önünde hesap vermelidir.” ifadelerini kullandı.
“Mevcut sağlık politikaları gözden geçirilmeli”
Mevcut sağlık politikalarının, mevcut sorunların temelinde yattığını belirten Yüksel, “Sağlık hizmetini sıradanlaştırarak nitelikten çok sayıya önem veren, hastaneleri ticari işletme haline getiren ve hastaları müşteri gibi gören, sağlık hizmetlerini piyasa mekanizmalarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık sistemimizi ciddi bir şekilde zayıflatmıştır. Halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarının az sayıda kişinin menfaatine israf edilmesine yol açan ve bu son olayda gözlemlenen insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikalar derhal terk edilmelidir.” diye ekledi.
“Ticaretin sağlık üzerindeki etkisi yıkıcı”
Sağlıkta ticareti yıkıcı olarak değerlendiren Yüksel, sözlerine şunları ekleyerek sonlandırdı:
“Devasa hastanelere ayrılan bütçenin, diğer acil ihtiyaçlara tahsis edilmemesi, aslında kaybını tam olarak bilemediğimiz bebeklerin ailelerinin umutlarını yıkmış ve hayatlarını zor hale getirmiştir. Artık bir bebeğimizin daha bu tür sebeplerle ölmesine tahammül edemeyiz. Yıllardır dile getirdiğimiz gibi, sağlıkta ticaret ölüm getirmiştir. Bu kar odaklı yönetim anlayışı bizim canımızı yakmaktadır ve bunu devam ettirecektir. Herkesin eşit bir şekilde ulaşabileceği, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetinin kamu tarafından sunulması gerekmektedir. Beklemeden, gecikmeden.”
“SGK, özel hastaneleri desteklememeli”
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Üyesi Prof. Ali Osman Karababa, SGK’nın özel hastaneleri finanse ettiğini belirterek bunun sistemde sorunlar yarattığını ifade etti. “Bir birey bir yılda ortalama 11 kez sağlık kurumlarına başvuruyor. Bu, tahrik edilmiş bir sağlık hizmeti talebidir. Bu talep yüzünden sağlık çalışanları şiddete maruz kalmakta ve hizmet almak zorlaşmaktadır. SGK, özel sağlık kurumlarının maliyetlerini karşılamaya başladı, özel sağlık güvencesi olanların. Bunun sonucunda vatandaşların cebinden de büyük paralar çıkmakta. Bu nedenle özel sektörün SGK tarafından desteklenmesini yanlış buluyoruz. Parası olan kişiler özel hastanelere gidebilir, ancak bunu dışındaki ödemeleri SGK karşılamamalıdır. Bugün yaşadığımız olay, sadece buzdağının görünen yüzüdür. Arkasında neler olduğunu soruşturma süreci ile göreceğiz. TBB olarak bu konuda iki ayrı grup oluşturduk; biri süreci izleyecek, diğeri ise eylem planını yürütecek. Sürecin takipçisi olacağız.” dedi.