“Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda?” da denmiş,
“Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
Fedayı kabul etmektir…” de denmiş. İşte bu, uğruna ölümlerin bile göze alındığı bir ülkede yaşamaktayız. Yok böyle bir ekosistemi olan bir ülke daha! Yedi iklim, dört mevsimin yaşandığı ülkemizdeki ekosistemler yok ediliyor. Orman, step, su, dağ, sulak alan, deniz ve kıyı ekosistemleri karşımıza çıkarken, Karadeniz’de, İç Anadolu’da ve doğuda da bu felaketin izlerini görmekteyiz.
Van Gölü, Tuz Gölü gibi önemli su ekosistemleri yok ediliyor. Toroslar ve Kaçkarlar da bu yok edilişlerden nasiplerini alıyor. Sulak alan bırakmayacaklar bu gidişleriyle. Akdeniz, Ege, Karadeniz ve öldürülen Marmara Denizi… Ya endemik bitkiler? Kazdağları’nın köknarına nasıl kıyıyorlar? Oysa Osmanlı, gemi yapımında bu ağaçlardan faydalandı. Fatih Sultan Mehmed de Haliç’e bu ağaçlardan yapılmış kızaklar üzerinden gemilerini kaydırmıştı.
Kazdağları’nda bakır madenciliği için bir milyon ağaç ve tüm orman ekosistemi yok edildi. Kıbrıs Lefke Gemikonağı’ndaki Amerikan CMC’nin yıkıp yok ettiği bakır madeni cehennemi ile ilgili gazete haberleri ve görüntüleri neden yasaklandı? Muş’un lalesi varsa, Van’ın da ters lalesi var. Kapadokya’nın endemik soğanı, Anadolu sığlası Muğla’nın… Bunlar başka coğrafyalarda var mı? Şırnak Cudi Dağları’nda görüntülenen Anadolu Leoparı, bu zenginliğin sadece bir örneği.
Arap Tavşanı Orta ve Doğu Anadolu’nun, Toros Kurbağası ve Van’ın ünlü kedisi neredeyse başka yerde yok! Endemik bitkiler bakımından Anadolu kadar zengin başka hiçbir yer yok dünyada; üç binden fazla endemik bitki türü, Avrupa’dan bile daha fazla çeşitlilik sunmakta. Ancak bu yaşam alanlarımızı yok ediyorlar ve “yerli ve milli” kılığındaki emperyalistler, sermayelerini büyütme çabasındalar. Ekolojik emperyalist bir döneme girdik!
İzmir’in güney aksındaki tek yüzeysel içme suyu havzasında altın çıkartma faaliyetleri devam ediyor. On tonluk kamyondan bir nikah yüzüğü kadar altın alabiliyorlar. Gerisi, tüm kanser yapıcı ağır metalleri tepemize yığmak demektir. İliç, İzmir’in tepesinde bekliyor!
İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu durumu ele alarak COP toplantısı yapıyor. İklim değişikliğinin tarıma ve sularımıza etkisi üzerine tartışmalar sürüyor. Ancak bu söylemlere inanmak zor; çünkü yaşam alanları tüm ülkede yok ediliyor, yabancı ülkelerin sermayesi için. Sular ticarileştirilmiş durumda ve siz de bu suları bidonluyorsunuz!
Dünya Sağlık Örgütü standartlarında içme suyu sağlayın ve çeşmelerden temiz su akıtın. Bidonla ve PET şişelerde su satılmasına son verin ki insanlar size inansın.
