1. Haberler
  2. SPOR
  3. Umudun Sesi: Kadın Cinayetlerine Dikkat Çekiyoruz!

Umudun Sesi: Kadın Cinayetlerine Dikkat Çekiyoruz!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yorgun bir gecenin tuhaf dinginliği ve ürkütücü yalnızlığından yazıyorum bu hafta. Anneme bir gün yazdığım yazıyı okumak istedim(çok nadir yaparım) ‘Bu kadar cümleyi her hafta nasıl bulup bir araya getiriyorsun?‘ diye sormuştu.

Öyle güzel bir memlekette yaşıyoruz ki maşallah, bu hafta da yazacak hiçbir şey yok. Bahar geldi, düşmesi gereken tüm cemreler düştü. Ağaçlar çiçek açtı, papatyalar sardı dört bir yanımızı. Hava da mis gibi aşk kokusu, dört bir tarafımızı sarmış sevdalar, sevdalılar. Ancak, bu güzel tabloya rağmen içimde sürekli bir kaygı var. Niçin bahsettiğim tüm bu güzellikler, bize yazma gücü vermiyor? Yazmak istediğim birçok konu var; fakat bazen kalemim ve ruhum bunları kelimelere dökmekte zorlanıyor.

Bu hafta yazılacak konuların çokluğunun arasında geçmişe doğru salınıyorum. Bugünler de yarın, tozlu raflar arasında yerini alacak. Toplum olarak B12 eksikliği çektiğimiz bir dönemdeyiz. Yazacak birçok şey var ama kelimeler adeta yüz çevirmiş gibi duruyor. Bu durum, toplumumuzun ruh halini ortaya koyuyor; hani boşa gidecek yollara düşmüş gibi bir his var içimizde. Özetle, yapmanın yükü var ama yapmamanın da verdiği huzursuzluk var.

‘Aman onlar da ne ki, biz neler gördük’ diyerek kendimizi teselli etsek de bırakmıyorlar. Yeterince har vurup harman savuramadığımız bir dönemdeyiz. Adaletsizlik üzerine adeta bir susturucu montelenmiş durumda. Herkesin içinde bir umutsuzluk var ve bu bir şekilde varlığını hissettiriyor. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte gençlik bir nebze canlandı. İlk defa böyle bir eyleme şahitlik eden gençler, gelecek için umut olduklarını hissettiler. Ancak ne yazık ki, yine de bir atasözünün tekrar hayat bulmasına engel olamadılar. ‘Kılıç kimdeyse hükümdar odur’ düşüncesi yeniden canlandı ve bu durumu izleyerek umudumuzu kaybettik.

23 yıldır tek bir hükümeti gören bir gençlik olarak, insanlarda devrim yapma koşulları oluşmaya başladı. Gönüllerindeki heyecanla bu durumu kabullenmek istiyorlar. Belki de ‘üreten kimse hükümet odur’ cümlesini haykırarak seslerini yükseltmekteler. Ancak birey olarak yaşadığımız çıkmaz sokaklarda kaybolmuş durumdayız. Yine de geçmişle hesaplaşmadan günün karanlıklarına dalmaya çalışıyorum. Kendimi bulduğum sokaklarda kaybolmuşum gibi hissediyorum; buna karşın bu sokaklar da bir nebze bana çıkış yolu sunuyor.

Kalemi elime aldığımda, yazmayı arzuladığım birçok isim sayfalarımda yaşamaya devam ediyor. Ancak bu isimler yerel medyada kalmış; ulusal hafızaya geçememiş. Kaygı duyduğum noktaysa, bu isimlerin unutulma olasılığı. Birçok kıskanılmamış veya sadece bir anda öteki olsun diye öldürülen kadınlardan daha başka bir bilgi sahibi olmadık. Ancak ben, umudumu kaybetmeyi reddediyorum. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun 2024 kadın cinayetleri raporuna göre, İzmir’de 26 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bu isimler, istatistiksel verilere hapsolmuş durumda.

Sadece bir sayıdan ibaret olmadıklarını unutmadan, tüm bu kadınların sesi olmaya çabalıyorum. ‘6284 yaşatır’ diye haykırmak, bir nebze de olsa sesimi yükseltmek istiyorum. Ülkedeki adaletsizlikler ve eşitsizliklerle yan yana yürüdüğümüzde fark edilir olduğunu düşündüğ

Umudun Sesi: Kadın Cinayetlerine Dikkat Çekiyoruz!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!