UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı olarak kabul edilen Pergamon Antik Kenti, dünyada ilk psikoterapi tekniklerinin uygulandığı Asklepion ve İncil’de bahsi geçen 7 kiliseden biri olan Kızıl Avlu gibi tarihî miraslarla doludur.
Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine dair izler barındıran bu antik şehir, Asya Kıtası’ndaki en büyük kütüphaneye de ev sahipliği yapmaktadır. Pergamon’daki kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Alman Arkeoloji Enstitüsü ekibi ve Türk uzmanları tarafından sürdürülmektedir; burada tarihte ilk parşömenin üretildiği biliniyor.
Bölgedeki bu yılki yüzey araştırmalarında, Tunç Çağı’na tarihlenen ve tarih öncesi inanışların bir parçası olduğuna inanılan 4,5 santimetre boyunda bir mermer heykelcik keşfedildi.
İlk bulduğumuz idol Truva’dakilere benziyor
Araştırma lideri ve Alman Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Felix Pirson, AA muhabirine, modern arkeolojinin sadece şehir merkezlerinde değil, çevresinde ve egemenlik bölgelerinde de çalıştığını vurguladı.
Yüzey araştırmaları kapsamında haritalar, uydu görüntüleri ve jeofizik araştırmalardan faydalandıklarını belirten Pirson, antik şehirlerin çevresindeki yaşamı anlamaya çalıştıklarını ifade etti.
Bakırçay Ovası’ndaki yüzey araştırmalarının devam ettiğini aktaran Pirson, şunları ekledi:
“Bir höyükte keşfettiğimiz yaklaşık 4,5 santimetrelik mermer idol, bu yılki en değerli bulgumuz oldu. Yaklaşık 4,500 yıllık bir obje. Küçük mermer figür, bir insanı temsil ediyor. Detayları pek belirgin değil ama biraz modern sanat eseri gibi. Bu idolün Tunç Çağı’na ait bir kültür sembolü olduğunu düşünüyoruz. Belki bir tanrıça ya da o bölgenin yaratıcısıdır. Bunu kesin bilemiyoruz ama o dönemdeki insanlar için son derece önemli olduğunu biliyoruz. Keşfettiğimiz idol, Truva’daki örneklerle benzerlik taşıyor. Bu durum, buluntunun bizim için büyük anlam ifade etmesinin sebebidir, çünkü bu idol, bu bölgedeki yüksek kültür seviyesini gözler önüne seriyor. Genel olarak Batı Anadolu’nun tarih öncesi dönemine dair pek az bilgimiz mevcut. Truva’yı iyi biliyoruz ama Bakırçay Ovası hakkında çok az bilgi sahibiydik. Bu tür bir buluntu burada çok kıymetli hale geldi. Bu idol, bölgenin sadece tarımla uğraşan fakir bir yer olmadığını, yüksek kültüre sahip bir alan olduğunu kanıtlıyor.”
Tarih öncesi Bergama hakkında sınırlı bilgiye sahip olduklarını söyleyen Pirson, özellikle erken Tunç Çağı döneminde benzer bulguların bulunmadığını belirtti.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve Pergamon Antik Kenti Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Güler Ateş de, idolün Bergama ve çevresinin belirli bir inanç alanının parçası olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Truva’da benzer figürlerin bulunduğunu belirten Ateş, “Batı Anadolu’daki tipik idollerden biridir. Bergama ve çevresinde böyle bir idol daha önce hiç bulunmamış olması açısından da büyük önem taşıyor.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.