İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden tutuklanmasının ardından uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ve diğer şüpheliler hakkında yürütülmekte olan bir yolsuzluk soruşturmasını sürdürmektedir. Bu soruşturma, “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” gibi ciddi suçlamaları içermektedir. Şüpheli olarak belirlenen aynı zamanda İmamoğlu’na yakın isimlerin de yer aldığı bir grup, soruşturmanın odak noktası haline gelmiştir.
Soruşturmanın dosyasına giren yeni görüntüler, olayı daha da karmaşık bir hale getirmiştir. 6 Mart tarihinde, saat 19.30 civarında, kimliği henüz belirlenemeyen bir erkeğin, bant kullanarak otel giriş katındaki güvenlik kameralarının görüntülerini kapattığı tespit edilmiştir. Bu kişi, daha sonra aynı alanı farklı açılardan gören diğer kameraları da devre dışı bırakarak görüntü alınmasını engellemeye çalışmıştır. Bu durum, soruşturmanın ilerleyişi açısından dikkat çekici bir gelişme olarak kaydedilmiştir.
Bunun yanı sıra, tutanaklarda yer alan bilgilere göre, şüpheli olduğu değerlendirilen Hüseyin Köksal, otelin VIP kapısından 20.05 sıralarında giriş yapmıştır. Ekrem İmamoğlu’nun da aynı VIP kapıdan 20.06’da giriş yaptığı belirtilmiştir. Bu girişlerin zamanlaması, soruşturma çerçevesinde önemli bir detay sunmaktadır.
Soruşturma dosyasında yer alan bir diğer şüpheli olan Tuncay Yılmaz’ın aynı gün 20.15 sıralarında X-Ray kapısından otele giriş yaptığı not edilmiştir. Bu giriş bilgileri, şüphelilerin birbiriyle bağlantılı olabileceği yönünde yeni bir ipucu sağlamaktadır. Ayrıca, şüpheliler Adem Soytekin ve Fatih Keleş’in kullanmakta olduğu telefon hatlarının, aynı otelin koordinatlarını kapsadığı, güvenlik takibinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bu yeni gelişmeler, soruşturmanın kapsamını genişletecek ve gözaltına alınanların ifadeleriyle birlikte yargı sürecini derinleştirecek görünmektedir. Her ne kadar soruşturmanın detayları hâlâ netleşmese de, İmamoğlu ve diğer şüpheliler bu olayla ilgili olarak ciddi suçlamalarla karşı karşıya bulunmaktadır. Türkiye’de yolsuzlukla mücadele kapsamında yürütülen bu tür soruşturmaların, özellikle yerel yönetimleri nasıl etkilediği konusunda endişe yaratması, hem kamuoyu hem de siyaset dünyasında tartışmalara neden olmaktadır.
Özetle, İstanbul’daki bu yolsuzluk soruşturması, önemli yolsuzluk iddialarını barındırmakta ve kamuoyunun dikkatini çekmektedir. Soruşturmanın ilerleyişi ile birlikte, gerekli hukuki süreçlerin nasıl işleyeceği ve şüphelilerin akıbetinin ne olacağı merak konusu olmaya devam etmektedir.