Türkiye kamuoyundaki yaygın görüş, 12 Nisan 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamasının “muhtıra” olarak kabul edildiği yönündedir. Bu bildiri internet aracılığıyla yayımlandığı için “e-muhtıra” olarak adlandırılmıştır. Açıklama, Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Atatürkçülüğe ve cumhuriyetin ilkelerine bağlı bir cumhurbaşkanı adayı profilinin çizilmesi üzerine yapılmıştır.
Yaşar Büyükanıt: Ben yazdım ama bu bir muhtıra değildir
Genelkurmay Başkanlığı’nın 12 Nisan’da gerçekleştirdiği basın toplantısı, birçok gazeteci ve yazar tarafından olağan bir açıklama olarak değerlendirilmemiştir. Açıklamanın alışılmadık üslubu ve içeriği, muhtıra olarak değerlendirilen bir metnin özelliklerini taşımaktadır. Açıklamanın ardından, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, 2009 yılında katıldığı bir televizyon programında, bu metni kendisinin yazdığını ancak bunun bir muhtıra olmadığını belirtmiştir. Açıklamada, Türkiye’de laiklik karşıtı olayların artışı ve bunun rejime meydan okuma olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak Abdullah Gül aday oldu
Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin Mayıs ayında dolması sebebiyle başlayan cumhurbaşkanlığı seçim süreçleri, ana muhalefet partisi CHP ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gergin bir hal almıştır. Sezer’in tarafsızlığına aykırı tavırları, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından eleştirilmiştir. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 12 Nisan’daki basın toplantısında cumhurbaşkanının bugünkü Türk Silahlı Kuvvetleri için önemini vurgulamış ve cumhurbaşkanının Atatürkçülüğe bağlı bir profil sergilemesi gerektiğini ifade etmiştir. AK Parti Merkez Yönetim Kurulu, Erdoğan’a bu süreçte tam yetki tanımıştır. Başbakan Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç ile görüştükten sonra, kendisinin ve Abdullah Gül’ün adaylığa en uygun isimler olduklarını belirlemiştir. Nihayetinde Abdullah Gül, cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmiştir.
Amerika ve Avrupa’dan gelen tepkiler
Tepkiler, uluslararası medyada geniş yankı bulmuştur. Yabancı haber ajansları, Genelkurmay’ın açıklamasını acil kodu ile abonelerine iletmiştir. Avrupa Birliği Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin seçim sürecine karışmaması gerektiğini belirtmiş ve demokratik değerlere saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ise, ABD’nin Türkiye’nin demokrasi ve anayasal gelişim sürecini desteklediğini ifade ederek, seçimle işbaşına gelenlerin tam olarak desteklenmesi gerektiğini söylemiştir. Bu tepkiler, Türkiye’deki siyasi ortamın uluslararası boyutta dikkat çektiğini göstermektedir.
Kaynak: Haber Merkezi